EBRU ALTAN: Dünyalar yakışıklısı bir tanem, aşkımın güzel sohbetine devam ediyoruz, inşaAllah.
ADNAN OKTAR: Didem Hocam dinliyorum.
DİDEM ÜRER: Hocam, İsrail askerlerinin bir gün önce beş yaşındaki çocuğun gözaltına alınırkenki görüntüleri basına yansıdı. Polis aracına taş atan beş yaşındaki çocuğun etrafını askerler sarıp onu götürmeye kalkınca çocuk korkudan kriz geçiriyor. Görüntüleri vardı.
ADNAN OKTAR: Bu ilk defa olan bir olay değil. İsrail’de her zaman oluyor, taş atan çocukları İsrail polisi her zaman gözaltına alıyor. Ailesini de gözaltına alıyor. Bu videoya alınmış bir vaka yoksa yüzlerce binlerce vaka var böyle. Sanki ilk defa oluyormuş, ilk defa böyle bir şey oluyormuş gibi çocuklar ağlıyor, insanlar ağlıyor. Çözüme bakmak lazım. Adam diyor ki “Filistin’in kurtuluşu için uğraşıyoruz.” Filistin’i sen kurtaramazsın. Ama İslam aleminin kurtuluşu için gayret edersen İttihad-ı İslam için olursa o zaman Allah yolunu açar. Mehdiyet için Hz. İsa Mesih (a.s)’ın nuzülü için gayret edersen Allah yolunu açar. Allah için istiyorsan sırf Filistin’i isteme o zaman. Mısır’ı da iste Afganistan’ı da iste Fas, Tunus, Cezayir, Libya hepsini iste. Bütün İslam alemini tek olarak al. Parça parça İslam’dan nerde bahsediyor? Nerde Kuran’da öyle bir şey var? Hangi küçük bir ülkeden bahsediyor Allah? Bütün, Müslümanlar hep Kuran’da tek bir bütün olarak ele alınmıştır. Allah tarafından hitap edildiğinde bir tane kavim olarak, bir millet olarak belirtiyor Allah. Tek bir millet. İslam milleti o kadar başka bir şeyden bahsetmiyor Cenab-ı Allah. Sen parça parça, parça parça şurayı kurtaralım burayı kurtaralım tek başına. Bak hepsi ayrı ayrı batıyor. Suriye’yi kurtarmak isteten, Suriye batıyor. Mısır’ı kurtarmak istediler, Mısır bak batıyor. Filistin’i kurtarmak istediler, Filistinliler battı. Afganistan’ı kurtarmak istediler, Afganistan battı. Pakistan’ı kurtarmak istediler, Pakistan battı. Her yer batıyor İslam aleminin tamamının kurtarmaya kalkmadıktan sonra Allah’ın emrini bu yönde açık olan bu emrini yerine getirmedikten sonra bu beladan kurtulamazlar. İnşaAllah.
DİDEM ÜRER: Ertuğrul Özkök bir yazı yazmış; “Bir kızıl elma hayalinin iflası” başlıklı. “Üç yıl önce büyük hayallerimiz vardı. Mesela kuzey Irak’ı da alarak Kürtlerle büyüme yeni bir kızıl elma. Şimdi neredeyiz?” diye sordu. “Suriye’de Esad’ın kazanmak üzere olduğunu Türkiye’nin tüm bölge hükümetleriyle arasının bozulduğunu ve son olarak Mısır’da suni bir politika izleyerek, Müslüman kardeşleri destekleyip iki tarafı da idare edecek bir politika izleyemediğini ve bu ülkeyle de ilişkilerin bozulduğunu” iddia etti. “Kızılelma bataklığa saplandı yeni ve makul bir politika lazım bize” diye devam etti.
ADNAN OKTAR: Kızıl elma neye göre kızıl elma? Biz Kuran’a göre bakıyoruz. Kuran’a göre baktığımızda Suriye, Esad kazandığı. Suriye kalmadı ki Esad kazansın. Halkı yok. Halkı dışarıda. Binalar yok, arazi var. Arazinin üstünde Esad, on tane adamıyla. Nereye kurtuluyor Suriye? Suriye’nin diye bir şey kalmadı. Suriye yok bütün şeyler yerle bir oldu. Halk da yok? Bina da yok. Tesis de yok. Hiç bir şey yok. Esad intihar etti. Esad intihar etti olan bu. Ülkeyi de mahvetti, kendini de mahvetti. Mısır şurası burası falan Türkiye’nin kızıl elmasıyla değil, Mehdiyet’le olacak. Kızıl elmayla olacak demiyor Peygamberimiz (s.a.v). Kızılelma senin görüşün. Allah kızıl elmayı vesile eder. Kızıl elmanın asıl adı Mehdiyet’tir. Hz. İsa Mesih (a.s)’ın nüzulü, Hz. Mehdi (a.s)’ın zuhuru.
Didem Hocam dinliyorum.
DİDEM ÜRER: Burma’da eziyet gören Arakan Müslümanlarının bir kısmı başka ülkelere sığınmaya başlamıştı. Bu ülkelerden biri de Tayland Arakan Müslümanlarını kabul etmiş, ancak her birine numaralı tek tip kıyafetler giydirmiş. Tayland’ın bu ayıbı ülkeye sığınan Müslümanların toplu olarak kıldığı teravih namazın ortaya çıktı.
ADNAN OKTAR: Niye yaptılar acaba?
DİDEM ÜRER: Herhalde ayrı insanlar olduklarını göstersinler diye kendilerince.
ADNAN OKTAR: O kadar da değildir, öyle bir şey değildir. Bir yerde bakım altındalarsa, bir şey yaptılarsa, hizmet yapabilmeleri için. Mesela “Ahmet üstüne şu yiyeceği götürün” dese adam, anlamaz. Ama mesela “47 numaralı şahsa götürün” derlerse, okullarda da mesela bütün öğrenciler numaralılar. Futbolcular da numaralı oluyor. Orada yani aşağılamak için yaptıklarını zannetmiyorum. Herhalde bir zaruretten kaynaklanmıştır. O kadar çılgınlık yapacaklarını tahmin etmiyorum ama akılsızca olmuş. Yani yanlış olmuş o ayrı mesele. Fakat kötü niyetle yaptıklarını ilk planda düşünmek istemiyorum yani.
DİDEM ÜRER: Hocam, kimliği belirsiz kişilerce öldürülen ancak sivil polislerin öldürdüğü iddia edilen Ali İsmail Korkmaz için, Kocamustafapaşa’da bir grup protestocu yürüyüş ya