EBRU ALTAN: Dünyalar yakışıklısı aşkımın sohbetine başlıyoruz, inşaAllah. Buyurun.

ADNAN OKTAR: Benim güzel Şeyhim, dünya tatlısı Şeyhim, dünyanın Sultanı Şeyhimiz, Şeyh-in Şah Şahlar Şahı Şeyh Nazım Kıbrısi Hazretleri bugün çok iyiymiş, maşaAllah. Allah ömrünü uzun etsin benim dünya tatlısı Şeyhimin. Bizi seyrediyor, acayip şeker. Torunlar, herkes ekip Şeyhimizin, akşam oldu mu seyrediyorlar bizi, maşaAllah. Şeyhimize buradan selam söylüyorum, ellerinden öpüyorum. Allah onu başımızdan eksik etmesin.

DİDEM ÜRER: İnşaAllah, biz de sevgilerimizi iletiyoruz Şeyhimize.

ADNAN OKTAR: Ama bu kadar tatlılık inanılır gibi değil, maşaAllah. Son duası çok şeker. Bayağı güzel. Tam Kuran’daki gibi. Müminler diyor ya, “Ya Rabbi bize bir Sultan gönder.” Aynen, o Kuran ayetinin hükmü gibi Allah’tan, Sultan istiyor maşaAllah.

Evet, buyurun Hocam.

DİDEM ÜRER: Hocam, Zaman Gazetesi’nden Mehmet Kamış, hükümetin PKK’nın talebi olan bazı köy, il, ilçe gibi beldelerin isimlerinin Kürtçe olarak değiştirilmesi ya da ana dilde eğitim sistemine geçilmesini kabul etmemesini eleştirmiş. “Hükümetin bu insani konulara ideolojik yaklaştığı için bu talepleri kabul etmediğini” iddia etmiş.

ADNAN OKTAR: İsim ne fark eder, nedir yani? Mesela Bolçiçek Köyü, Taşlıköy daha önceki ismi. Ne fark eder? Hepsi birbirinden güzel. Kürtçe de olsa, o da güzel. Ne fark eder? Bunu konu edinmeye gerek yok. Resmi dil de Türkçedir. Resmi olarak Kürtçe diye bir dil olmaz. Arapça diye de bir dil olmaz. İngilizce de resmi dil olmaz. Türkiye’de dil Türkçedir. Fransa’da Fransızcadır. Amerika’da İngilizcedir. İspanya’da İspanyol dili. O kadar.

DİDEM ÜRER: Mısır’ın başkentinde konuşan General Çiçi; “Mursi, siyasi kibri nedeniyle insanlar karşısına çıktıktan sonra ancak görevini bırakabildi. Ordu emirlerini Mısır halkından alır. Tüm dünyanın gözlemci olabileceği seçimlere hazırız” açıklaması yaptı.

ADNAN OKTAR: Seçimlere hazırsın. Yap. Seçim yap. Ama seçim yapacaklar, yine Mursi gelecek. Yine ayaklanma olacak. Mursi’nin bak açıkça söylüyorum, bağnazlıktan vazgeçmesi gerekiyor. Yepyeni bir açılım yapacak. Diyecek ki, “Bütün Mısır halkını kucaklıyoruz. Dekolte hanımlar da, başı açık hanımlar da hepsi bizim kardeşimiz. Musevileri de kucaklıyoruz. Hristiyanlar’ı da kucaklıyoruz. İslam dini şefkat dinidir. Merhamet dinidir. Allah hepimize güzellik, bereket versin. Mısır’ı cennet gibi yapacağız. Her yerini yeşillendireceğiz. Güzelleştireceğiz. Tertemiz yapacağız. Turistlere de açacağız.  Dünyanın en güzel ülkelerinden biri haline getireceğiz ve en önemli hedefimiz İttihad-ı İslam olacak. Cenab-ı Allah bize Hz. Mehdi (a.s)’ı nasip etsin. Hz. İsa Mesih (a.s)’ı nasip etsin diye söylemesi lazım. Bunu söylerse kurtulur. Bunun dışında mümkünü yok. İstediği kadar seçim olsun. Seçim olsa ne olacak? Yani Mursi’nin yeniden iktidara geleceği belli. Kabul edecek misin iktidarlığını? Etmeyeceksin. Ne olacak? Yine darbe.

DİDEM ÜRER: Hocam, Diyanet İşleri Başkanımın Sayın Mehmet Görmez bir iftar davetinde; “Bu ülkede bırakalım Sünni vatandaşımız Sünniliği, Alevi vatandaşımız Aleviliği yaşasın. Ateist de kendi değerlerini, kendi arayışını kendi değerlendirsin ateist arkadaşlarımız” dedi.

ADNAN OKTAR: İlk defa bunlar da bizim açıklamalarımızdan sonra bu sözler duyulmaya başladı. Daha önce hiç duymazsın. Hiçbir Diyanet İşleri Başkanından bunu duymazsın. Her konuda öncü oluyoruz, her konuda. Her konuda öncü oluyoruz, maşaAllah.

DİDEM ÜRER: Ateistlere de direkt “ateist arkadaşlarımız” diye hitap ederek onu da sizden öğrendiler Hocam.

ADNAN OKTAR: Tabii. Daha önce hiçbir Diyanet İşleri Başkanı böyle bir şey konuşmadı. Her türlü hayırlı faaliyette yol gösteriyoruz, elhamdülillah.

Evet, Didem Hocam.

DİDEM ÜRER: Hüseyin Gülerce Hocamız; “Yarı başkanlık siteminin yani partili cumhurbaşkanının tartışılması gerektiğini” yazdı. “Önümüzdeki seçimlerde cumhurbaşkanı halk seçeceği için güçlü bir cumhurbaşkanı olacak. Ve başbakanla aralarında sorunlar olursa eğer AK Parti bölünebilir” vurgusu yaptı.

ADNAN OKTAR: AK Parti’nin milletvekilleri hep gariban, mazlum insanlar. Bir hırsları da yok. Allah rızası için ortaya çıkmış insanlar. Bölünecek kadar nefsine düşkün hırslı bir yapı yok. Bir de Tayyip Hocam zaten makulü savunan bir insan. Yani şimdi farz edelim bölünme eğilimi olsa, bir fikirle ortaya çıksalar, makulse zaten kabul eder onu Tayyip Hocam. Dolayısıyla bölünme olmaz. Nereye bölünüyor? Niye bölünsün? Yarı başkanlık bilmem ne, bıraksınlar onu. Başkanlık sistemi biz istemiyoruz. Yani yarı başkanlığı kabul eden, tam başkanlığı da kabul edere getirecekler. Ne çeyrek başkanlık kabul ediyoruz, ne yarı başkanlık, hiçbir şey kabul etmiyoruz. Cumhurbaşkanı ayrı, başbakan ayrı. Federatif sisteme giden her yolu kabul etmeyiz. Uzatmaya gerek yok.

Murat Ali; “Hocam sen inandığın gibi