Sayın Adnan Oktar'ın A9 TV'deki canlı sohbeti (8 Temmuz 2013; 11:00)

A9 TV 2013-12-05

Views 2

DAMLA PAMİR: Canım ruhum bir tanemin sohbetine başlıyoruz, inşaAllah.

ADNAN OKTAR: Didem Hocam, muhterem Hocam buyurun sizi dinliyorum.

DİDEM ÜRER: Mısır’da Mursi’ye destek veren çok büyük bir kalabalık Cumhurbaşkanlığı muhafız binası önünde toplanmıştı. Gruba polis ve asker tarafından gerçek mermi kullanılarak müdahale edildi. Namaz kılan vatandaşların üzerine de ateş açıldı. Birçok şahit keskin nişancılar tarafından direk insanların kafalarına hedef alındığını söyledi. Şu ana kadar yapılan açıklamalara göre elliden fazla şehit vardı. İkisi bebek beşi çocuk olmak üzere ve bine yakın yaralı olduğu söyleniyor. Hastanelere sağlık malzemesi götürülmesine de izin vermiyorlarmış. Çok sayıda kadın ve çocuğun bulunduğu caminin de etrafını sarmıştı ordu. Oraya da ne yapılacağını bilmiyorlardı en son.

ADNAN OKTAR: Mısır’da böyle bir olay olabilir mi? Bir acayiplik var, inanılır gibi değil, çok acayip.

DİDEM ÜRER: Bazı aşiretler, askerde olan çocuklarını geri çağırdılar. “Artık ordunun bir vasfı yok. Askerde kalmayın” diye. Çünkü yine halkın çocuklarından oluşuyor olması gerekiyor. Bazı aşiretler böyle bir çağrı yaptılar.

ADNAN OKTAR: Böyle bir ordu olur mu? Nasıl orduymuş, çok acayip.

DİDEM ÜRER: Hocam, basının bulunduğu otellerin önünü de baltacılar tutuyorlarmış hepsini. Türk Büyük Eşçiliği de basına “sokağa çıkmayın” diye uyarıda bulundu. O yüzden de basının da görüntü almasını engelliyorlarmış bu şekilde. Bütün otellerin önünde baltacılar varmış.

ADNAN OKTAR: Baltacı. Nedir bunlar?

DİDEM ÜRER: Bunlar, Mursi karşıtlarından darbeye destek veren, genelde işte baltayla palayla duran bir ekip. Saldırıyorlar normal halkın üzerine. Mübarek zamanından kalan. 250 bin kişilik bir saldırı birimi, Mübarek zamanından kalan. Dediğiniz gibi derin devlet çetesi tarzında.

ADNAN OKTAR: 250 bin kişilik? Atıyorlardır, en fazla üç beş bindir.

DİDEM ÜRER: Camiye sığınan kadınlardan da herhangi bir şekilde dışarıya çıkmak isteyen olduğunda ateş açılıyormuş, o yüzden camiden dışarı çıkamıyorlar hiç biri.

ADNAN OKTAR: Peki Mısır Büyük Eşçiliği burada bilgilendirme yapıyor mu halka? Nasıl oluyor? Mısır’ın kendi elçiliği?

DİDEM ÜRER: Onlardan bir bilgi yok.

CEYLAN ÖZBUDAK: Kendi Büyük Elçiliği “darbe değil” demişti en son konuşmasında Hocam.

ADNAN OKTAR: Peki bu olayları nasıl açıklıyorlar, adam öldürme olayını Müslümanları?

DİDEM ÜRER: Onunla ilgili açılama yapmadı, Allahualem.

ADNAN OKTAR: Tam ahir zaman. Yani Mehdiyet’in bu kilitlenmeyi çözeceğini Allah gösteriyor. Çünkü bir kilitlenme var. Tam anlamıyla bir kilitlenme var. Çünkü bir tarafta Müslüman imanlı insanlar var, bir tarafta da yine iman eden ama bağnazlıktan çekinen insanlar var. Her iki tarafı birleştirecek olan; Hz. Mehdi (a.s)’dır. Çünkü Mehdiyet modern, sevecen, huzurlu, güzel bir İslam anlayışını ortaya koyuyor. O zaman, muhaliflere soruyorsun, ne diyorsunuz; “çok güze diyor “gayet güzel.” Müslüman’a soruyorsun, iman edenlere; onlar da “çok güzel” diyor. Mehdiyet, her iki tarafın mutlu olacağı sistemi ortaya koyandır ve inançtır.

Namaz kılanlara ateş ediliyor. Orada açıklanacak gibi bir şey yok. Namaz kılmayı niye kolluyorlar? Yani namaz kılınırken niye, neden? Mesela normal dururken belki saldırabilir ordu yahut yürüyüş halinde saldırabilir-ki, o da çok anormal zaten. Her halükarda zulüm. Ama namazda özellikle secde anını seçerek. Çünkü secde de insanların bütün savunması kalkmış oluyor. Secde anını seçerek makineli tüfek atışı yapılması nasıl bir mantıktır? Ben bunu anlamıyorum. Genelkurmay Başkanı dindar bir adam açıklamasına göre. Askerler de dindar. Dindar bu işi nasıl yapıyor? Deccalin bu kadar ikna kabiliyeti olması, bu kadar büyü yapması bir mucize ve çok şaşırtıcı.

Mısırlı kardeşlerimizin bir an önce Mehdiyet’i ortaya koymaları, Mehdiyet’i aramaları çok önemli. “Mısır’ı kurtarmak” Mısır’ı kurtarsan ne olur? Suriye’yi kurtarsan ne olur? Filistin’i kurtarsan. Her yeri kurtarmaktan bahsediyorlar ama ayrı ayrı. Mesela diyor ki; “ben Filistin’i kurtarmanın peşindeyim.” Mısır? “Mısır beni ilgilendirmez” diyor, “Filistin’i kurtaracağım” diyor. Mısır’ı soruyoruz “ne amacın?” “Ben Mısır’ı kurtaracağım” diyor. Öyle bir şey olmaz. Müslümanlar bütündür. Böyle bir egoistliği Allah kabul etmez. Kuran ayetleri bütün Müslümanları kapsayan bir üslup. Kuran’daki üslup bu şekilde. “Ey müminler” dediğinde Allah, bütün dünya Müslümanlarına hitap ediyor. Sünnilere, Şiilere, Vahabilere hitap etmiyor, hepsine. Mesela Mursi taraftarları diyor ki; “biz seçimle geldik.” Evet, doğru haklısınız. “İman ediyoruz, İslam’ın gereğini yapmak istiyoruz.” O da çok doğru haklı. Ama karşı tarafa bakıyoruz onlar da diyorlar mı demiyorlar mı bilmiyorum, onların da o kadar modernliğe

Share This Video


Download

  
Report form