Sayın Adnan Oktar'ın A9 TV'deki canlı sohbeti (1 Ekim 2013; 22:30)

A9 TV 2013-12-02

Views 2

AYLİN KOCAMAN: Gördüğüm en heybetli en etkileyici insan ruhum bir tanemle yayınımıza devem ediyoruz.

ADNAN OKTAR: Didem Hocam dinliyorum.

DİDEM ÜRER: Hocam, bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi 24. Dönem 24. Yasama yılını Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün katılımıyla başlattı. Cumhurbaşkanı Gül’ü meclisin girişinde meclis başkan vekili Ayşenur Bahçekapılı törenle karşıladı. Ve tarihte ilk defa bir kadın meclis başkan vekili bir cumhurbaşkanını karşılamış oldu.

ADNAN OKTAR: İyi, maşaAllah güzel. Başka?

DİDEM ÜRER: Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı seçilmesinin ardında eşi Hayrunnisa Gül’de meclise gelerek yeni yasama yılına açılışına katıldı o da, bu yeni değişiklikten sonra kamuoyunda.

ADNAN OKTAR: Hayırlı uğurlu olsun. Gelemiyor muydu daha önce?

DİDEM ÜRER: Hayır.

ADNAN OKTAR: Allah Allah başörtülü giremiyor meclise çok acayip. Vatandaş giremiyor mu meclise? Çok acayip. Ben meclise vatandaş girebiliyor zannediyordum. Garip.
Evet, dinliyorum.

DİDEM ÜRER: Genel kurula giremiyor galiba Hocam. Meclis binasının içine değil de.

ADNAN OKTAR: Ne fark eder?

DİDEM ÜRER: Genelkurmay Başkanı Sayın Necdet Özer’inde bulunduğu dinleyici locasında açılışı dinledi sayın Hayrunnisa Gül. Meclisin açılış konuşmasını yapan Abdullah Gün “Gezi olaylarını demokratik gelişkinlik olarak” değerlendirdi.

ADNAN OKTAR: Evet, abartılı bir şey olmazsa, iyi. TGRT’de Melih Gökçek vardı canlı yayındı herhalde değil mi? Karşıdaki arkadaş zıt sorular soruyor ama bence kasten soruyor. Öyle bir şeye inandığından değil de, özellikle yapıyor olabilir. Yani CNN takılıyor diyelim. Melih Gökçek de mantıklı cevap veriyordu. Mantıksız bir konuşması olmadı. Hakikaten çok mantıksız şeyler soruyor bir kısım ihvanları, çok rahatsız edici, son derece samimiyetsiz izahlar. Makul konuşuyorsun, güzel. Mesela diyorsun “demokratik haklar.” Bu güzel. Ama herkesin anlayacağı derecede mantıksız şeyi mantıklı gibi anlatmaya kalkmak, yakışık almaz. O yüzden iyi oluyor açıklamaları Melih Hocam’ın.
Evet, dinliyorum.

DİDEM ÜRER: Hocam New York Times Gazetesi; “Ortadoğu haritasının yeniden çizilebileceğini ve beş devletten on dört yeni devlet çıkabileceğini” iddia etti. Böyle bir haritayla analize yer verdi. Dış politika analisti ve gazeteci Robin Right’ın analizine göre; “parçalanma potansiyeli taşıyan devletler Irak, Suriye, Suudi Arabistan, Yemen ve Libya. Suriye ve Irak’ın parçalanmasıyla bu bölgede Alevistan, Kürdistan, Sünnistan, Şiistan olarak en az dört devletin ortaya çıkabileceğini” iddia etti.

ADNAN OKTAR: Ne diyorsun?

DİDEM ÜRER: Allah’ın izniyle parçalanma değil, birleşme olacak Hocam. İlk planda öyle parçalanma gibi görünse bile bu devletlerarasında-İslam devletleri arasında İslam Birliği olacağı için, bir etkisi olmaz, inşaAllah.

ADNAN OKTAR: Evet, onlar Mehdiyet’in gücünü tam kavrayamadıkları için, daha doğrusu Allah’ın gücünü tam kavrayamadıkları için, İttihad-ı İslam’ın güzelliklerini göremedikleri için siyasi, politik gözle bakıyorlar,  göremiyorlar. İslam, Kuran gözüyle baksalar, görürler inşaAllah.

Ben, Didem Hocam’dan bir şeyler dinlemek istiyorum.

DİDEM ÜRER: Hocam, Almanya’nın Aşağı Saksonya eyaletinde İslamiyet’in resmi din olması için ön sözleşme imzalandı. Aşağı Saksonya Eyaleti Başbakanı Stefan Weil eyalet hükümet evinde İslam’ın resmi din olarak kabul edilmesi amacıyla müzakereleri başlatacak ön sözleşme imzalamak için İslam kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi.

ADNAN OKTAR: Zaten gecikmişler. İslam dini dünyanın en büyük dinlerinden. Beklemeleri yersiz.

Şeyhimiz, dünyanın en tatlı Şeyhi, biricik Sultanımız Şeyh Nazım El Hakkani Hazretleri, tansiyonu iyi normale dönmüş, maşaAllah. Meşhur devriyesine çıkmış. Şeyhimizin devriye olayı çok önemli, meşhur devriyesi, inşaAllah. Allah nasip ederse, Şeyhimiz çıkarken mehter takımıyla çıkaracağız, Allah’ın izniyle. Hem böyle çok katlı mehter takımı, büyük, her çıktığında yer gök inleyecek. Üç faytonla gidecek Şeyhimiz, inşaAllah. Ama en hoşuna giden Osmanlı dönemi asker kıyafetleri. Ne tatlı insan, maşaAllah.

DİDEM ÜRER: Başbakan Erdoğan demokratikleşme paketinde, “’Öcalan’a siyaset yolu açılıyor mu?’ tartışması getiren siyasi partiler kanunundaki kısıtlayıcı engelin kaldırılacağını” açıkladı Hocam. Söz konusu madde, yüz kızartıcı suçlar ve terör suçunda hüküm giyenlerin siyasi partilere üye olmasını yasaklıyordu. Bu maddenin kaldırılmasıyla, ilgili suçlardan mahkum olanlar cezalarını çekince, yeniden mahkumiyetleri bitince siyasi üye olabiliyorlardı. Fakat Abdullah Öcalan hapiste olduğu için, bu düzenlemeden halen yararlanamıyor.

ADNAN OKTAR: Ne alaka? Güneş olduğu için buğdaylar kurudu, abuk sabuk şeyler! Zaten müebbet hapis almış yatıyor. Siyasi hakkı olsa ne olur ayrıca, müebbet hapis olan bir insan.

DİDEM ÜRER: Hocam, paketi eleştirenlere Başbakan Erdoğan; &ldq

Share This Video


Download

  
Report form