DİDEM ÜRER: Gözlerinin yeşiline ve derinliğine hayran olduğumuz canımız Hocamın hikmetli sohbetine başlıyoruz, inşaAllah. Buyurun Hocam.
ADNAN OKTAR: Evet, Hocamızdan dinleyelim.
DİDEM ÜRER: Hocam, Diyarbakır’da Dicle Üniversitesi’nde üç gün önce bir grup, kutlu doğum haftası etkinlikleri kapsamında düzenlenen Peygamber Efendimiz (s.a.v) konulu konferansla ilgili, bildiri ve afiş dağıtırken karşıt görüşlü öğrenci grubu arasında taşlı-sopalı kavga çıkmıştı. Çatışmalar üç gündür devam ediyor. Bugün son alarak bıçakla yaralanan üç öğrenciden birinin hayati tehlikesinin olduğu belirtildi. Diyarbakır Valisi yaptığı açıklamada; olaylarda 4 kişi yaralandığı 15 kişinin de gözaltına alındığını söyledi.
ADNAN OKTAR: İşte kardeşim, komünist tehlike var diyoruz, “nerede komünist tehlike” diyorlar. “Komünist mi kaldı memlekette” diyor. Kardeşim, ne o? Ülkücü gençlere saldıran kim? Sağcı gençlere saldıranlar kim? Komünistler. Çaka çaka dolu birçok üniversitede. Birçok üniversite, onların kontrolünde. “Darwinizm mi var, komünizm mi var?” diyor. Darwinizm, komünizm büyük bir tehlike olarak Güneydoğu’yu adeta yutmak üzere, nasıl inkar edersin? Aklınızı başınıza alın. İlmi mücadele. Tabii ki sopayla, değnekle değil. İlmi mücadele şart. Anti-Darwinist, anti-materyalist. Toplantılarla, konferanslarla, fosil sergileriyle yoğun olarak böyle bir faaliyet yapılması lazım.
DİDEM ÜRER: Mısırlı misafirlerimizin Sayın Valimiz Avni Mutlu Beyle olan görüşmelerini yayında detaylı olarak yorumlamıştınız. Görüşmeyle ilgili bazı detay bilgiler ve resimler vardı, uygun görürseniz. Misafirlerimiz, Sayın Vali İstanbul ile Luksor’un kardeş şehir olmasını talep eden bir mektup verdiler. Ayrıca Sayın Luksor Valisinin yazılı davetini kendisine ilettiler. Vali Beyden de, Luksor’da halka yönelik bir konuşma yapmasını talep ettiler. Valimiz de “her türlü yardımı seve seve yapacaklarını” belirtti. Hemen Vali Yardımcısını görevlendirdi. Ve Vali Bey, misafirlerimizi kapıya kadar giderek yolcu etti. “Biz sadece 75 milyon için değil tüm İslam alemi için çalışıyoruz” dedi. Daha sonra İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkan Vekili Sayın Ahmet Selamet Bey’le de görüşüldü. Bu görüşme de çok sıcak ve sevgi dolu bir görüşme olmuş Hocam.
ADNAN OKTAR: AK Parti görünümünde üslubu, maşaAllah. İyi güzel. Ama o diğer Müslüman gruplarla da ittifak etmeleri, onu hızlandırmaları gerekir. Çünkü Selefiler de nur gibi Müslümanlar. Bekletmenin bir alemi yok. Kucaklaşıp, tek bir bütün olarak Mısır’ı güzelleştirmeleri gerekir. Eğer Mısır’ı kurtarmaya kalkarlarsa, Mısır batar. İttihad-ı İslam’ı isterlerse Mısır kurtulur. Mesela buraya gelip turizm amaçlı, ticaret amaçlı konuşup; “işte Mısır kurtulsun, Mısır iyi olsun.” O kimseyi ilgilendirmez. Biz de deriz ki o zaman; “Türkiye kurtulsun, Türkiye’nin turizmi artsın” deriz. O olmaz, o egoistlik olur. Ne yapacak? İttihad-ı İslam isteyecek. Adam seni niye zengin etmeye kalsın o zaman, sen İttihad-ı İslam istemiyorsan? Ne zoru var? Senin keyfin için, senin rahatın için adam işini gücünü bırakıp seninle uğraşacak. İranlı arkadaşlar da gelmişlerdi. Onlarla da turizm bilmem ne falan. Ne alaka kardeşim, turizm bizi ne ilgilendirir? İttihad-ı İslam. İttihad-ı İslam olduğunda, onun içinde turizm de var, ticaret de var, adalet de var, sevgi de var, merhamet de hepsi var. İttihad-ı İslam yoksa senin turizmin bizi ilgilendirmez. Ne yapıyorsan yap.
Didem Hocam seni dinliyorum.
DİDEM ÜRER: Timetürk internet sitesinde “Adnan Oktar, Esad’a çıkış yolu gösterdi” başlıklı bir haber yayınlandı Hocam. Haberde Esad’a şu sözlerle seslendiğiniz belirtildi: “Bir video hazırla. Bu videoda Allah’a inandığını, İslam Birliği’ni istediğini, Hz. Mehdi (a.s)’ı beklediğini söyle. Kısa sürede Allah’ın izniyle üzerindeki belayı kaldıralım. Bunun garantisini ben veriyorum inşaAllah. Dediğim gibi, internette konuşmasını yayınlayabilir çekiniyorsa eğer. İsterse bizimle iletişime geçebilir” dediğiniz belirtildi.
ADNAN OKTAR: Ben, Esad’a en açık, en kolay yolu gösteriyorum, garanti de veriyorum, eğer komünist değilse, Suriye’yi komünist yapmaya kararlı değilse, Allah’sız kitapsız değilse, İttihad-ı İslam’ı istiyorsa, Hz. Mehdi (a.s)’a aşıksa bu gizlenir mi? Deli olmak lazım bunu gizlemek için. Şakır şakır söyle, bak sana söz veriyorum Allah’ın izniyle, üzerindeki belayı Allah’ın izniyle kaldıracağım. Ama söz vermiyor, daha hala bekliyor. Böyle hayati bir konuda beklenir mi? Bela bak başının üstünde geziniyor. Son aşamadalar. Bak üstüne çökecekler. Aklını başına al. Bir şey biliyorum ki, söylüyorum.
Bunun bir yakını yok mu haber göndersek?
DİDEM ÜRER: Bakalım Hocam bir araştıralım. Gurur yapacak bir şey yok. İki satır bir şey. Çık Youtube’a koy. Yasak mı? Yahut herhangi birinin Facebook’una koyabi