GAZEL
Makâm : Uşşâk
Usûl : Serbest
Bestekâr : Münîr Nûrettin Selçuk
Güftekâr : Yahyâ Kemâl Beyatlı
Âheste çek kürekleri mehtâb uyanmasın
Bir âlem-i hayâle dalan âb uyanmasın (amân)
Âgûş-u nev-bahârda hâbîdedir cihân
Sürsün sabâh-ı haşre kadar hâb uyanmasın (amân)
Dursun bu mûsıkî-i semâvî içinde sâz
Leyl-i tarâbda bir dahî mızrâb uyanmasın (amân)
Ey gül sükûta varmayı emr'eyle bülbüle
Gülşende mest û zevk olan ahbâb uyanmasın
Değmez Kemâl uyanmaya ikmâl-i ömr içün
Varsın bu uykudan dil-i bîtâb uyanmasın âh uyanmasın
âheste : ağır ağır
âb : su
âgûş : kucak, koyun; sığınılacak güvenli yer
nev-bahâr : ilkbahar
hâbîde : uyumuş
haşir : insanların hesap vermeleri için mahşerde toplanması
hâb : uyku; rüya
semâvî : göksel; tanrısal, ilahi
sâz : çalgı; çalgı takımı
leyl : gece
tarâb : sevinç, neşe, şenlik, coşkunluk
sükût : susma; sessizlik
gülşen : gül bahçesi
ahbâp : sevilen dostlar
ikmâl : tamamlama
dil : gönül, yürek
bîtâp : yorgun, güçsüz, bitkin