İstanbul olası 7 büyüklüğündeki deprem beklerken Esenler Otogarı'nı (15 Temmuz Demokrasi Otogarı) taşıyan kolonların görüntüsü tedirginliğe neden oldu. Kolonlar zarar görürken demirlerin de korozyona uğradığı belirlendi.
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından, depremin beklendiği İstanbul'daki yapıların durumu da dikkat çekiyor. Her gün hem yolculuk yapanların hem de orada çalışan binlerce kişinin kullandığı Bayrampaşa'daki1 5 Temmuz Demokrasi Otogarı'nı (Esenler Otogarı) taşıyan beton kolonların çatlamış görüntüsü tedirginlik yarattı. Yenikapı-Atatürk Havalimanı metro hattının da yer aldığı otogar içindeki kolonların arasından görünen paslanmış demirler, dökülmüş ve yarılmış beton yapılar otogarın olası bir depreme dayanıklı olup olmadığı tartışmasını da beraberinde getirdi.
İNSAN İÇİN KANSER NEYSE BETONARME YAPILAR İÇİN KOROZYON O
Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi'nden Doç. Dr. Yurdakul Aygörmez, otogarda uzun yıllardır olan görüntüleri yorumladı.
Doç. Dr. Aygörmez, “Ülkemizin yüzde 92'si deprem karşısında tehlikeli olan bir ülke. Buradaki korozyon da her iki elemanın da taşıyıcı görevi sağlayamamasını, etkisini kaybetmesini sağlıyor. Bu durumda depreme karşı daha düşük bir performans sağlayacak. Özellikle 2000'den önce yapılan yapılarda ve diğer yapılarda bu sık görülen bir durum. İnsan için kanser neyse, betonarme elemanlar için de korozyon aynı şey. Nasıl kanser insan hücrelerini yavaş yavaş yiyorsa, korozyon da zamanla oluşan bir şey ama etkileri sık görülen bir şey. Bu durumda da deprem performansı düşük olacak" dedi.
KOROZYONU ÖNLEMEK İÇİN EN ÖNEMLİ ŞEY YALITIMI SAĞLAMAKTIR
Her kolonda olmasa da bazı kolonlarda ortaya çıkan görüntülerle ilgili Aygörmez, “Bir veya daha fazla olması fark etmeksizin hangi elemanda oluyorsa bu bir tehlike oluşturur. En önemli şey gerekli yalıtım sağlanmadıysa, korozyonu önlemek için en önemli şey gerekli yalıtımı sağlamaktır. Su yalıtımı, kar veya diğer etkilerle beraber bu zamanla, özellikle dış yapılarda daha fazla etkili oluyor. Dış temas olan yapılarda etkisi daha fazla olduğu için bu durumda daha yüksek risk oluşuyor. Yüksek risk oluştuğu durumda bir tanesinde oluşması bile zamanla daha büyük problemlere yol açabiliyor. Dış yapılar için en önemli tehlike su ve nem etkisidir" ifadelerini kullandı.
2000 ÖNCESİ YAPILAR YENİ YÖNETMELİKLERİN KARŞILIĞINI BULMUYOR
Otogarın raylı sistem üzerine kurulu olduğunun söylenmesine ilişkin de Aygörmez, “2000 yılından önce yapılan yapılarda her ne kadar bunlar söylense de şu anki yeni yönetmeliklerin karşılığını bulmuyor. Bundan dolayı da o zamanın şartlarına göre yapılmış şeyleri şu anın şartlarıyla karşılaştırmak doğru olmaz. Şu an yeni bir çözüm getirmek lazım. Yapılabilecek en önemli çalışma da yalıtıma özel dikkat verilmesidir. Deprem karşısında hem dış yapılarda hem binalarımızda korozyonu mutlaka dikkate almamız gerekiyor" dedi.
OTOGARA HARCANAN DEMİR HİÇBİR YERE HARCANMADI
Otogar esnafından Selçuk Bal, “Otogarın ölçümleri belediye tar