Muğla'da Akbelen Ormanı'nı katletecek kömür madenine karşı İkiköylü kadınların mücadelesi sürüyor. 25 Kasım Kadına Şiddete Karşı Mücadele Günü öncesi İkizköylü bir kadın, jandarmanın sert müdahalesini hatırlatarak, "Kadınlara el kalkmazdı diye biliyorduk biz ama demek ki kadınlara el kalkıyormuş. ‘Kadına el kalkmaz’ diyenler, kadınlara el kaldırdılar. Biz buna çok üzüldük" dedi.
İkizköylü kadınlar, Yeniköy-Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret Anonim Şirketi’nin Muğla’nın Milas ilçesine bağlı Akbelen Ormanı'nda açmak istediği kömür madenine karşı 17 Temmuz 2021 tarihinde başlattıkları doğa nöbetine devam ediyor.
Akbelen Ormanı’ndaki zeytin ağaçlarını ve diğer ağaçları korumak için nöbet tutan kadınlar, geçen yılın ağustos ayında bölgede 100’ün üzerinde ağaç kesen şirket çalışanlarını durdurmuştu. Jandarma, bölgede nöbet çadırı kuran İkizköylü kadınlara 9 Ağustos 2021 gecesi müdahale etmişti. Kadınlardan ikisin hakkında ‘memura mukavemet’ suçundan dava açılmıştı.
İkizköylü kadınlar, Akbelen Ormanı’nda verdikleri mücadeleyi ve jandarmanın müdahalesi sırasında yaşadıklarını, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü öncesinde ANKA’ya anlattı.
"ÇOCUKLARIMIZI NASIL BÜYÜTTÜYSEK ÇAMLARIMIZI DA ÖYLE KORUMAK İSTİYORUZ"
İkizköylü kadınlardan biri, “Çocuklarımızı nasıl büyüttüysek çamlarımızı da öyle korumak istiyoruz. Çocuklarımız gibi korumak istiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanım, bizim sesimizi duy. Sen ne demiştin bizlere? ‘Bir ağaç dikin, bin nefes alın’ demiştin. Biz, nefes alıyoruz. Rabbimiz bize bu ağaçları verdi. Biz, o ağaçları korumak istiyoruz. Asla ve asla kestirmeyeceğiz” dedi ve şöyle konuştu:
“Eşlerimiz destek veriyor. Biz, asla ve asla çamımızdan, havamızdan, suyumuzdan vazgeçmeyeceğiz. Akbelen Ormanı’nı vermeyeceğiz. Biz, çocuk gibi bakıyoruz bunlara. Biz, gözümüz gibi bakıyoruz. Mücadele edeceğiz. Bizim yerlerimizi, topraklarımızı vermeyeceğiz. Bütün doğa savunucularının arkasındayım.”
"KADINA EL KALKMAZ’ DİYENLER, KADINLARA EL KALDIRDILAR"
Akbelen Ormanı’nda nöbet tutan başka bir kadın ise şunları anlattı:
“Kadınlar çok önemli. Kadınlar olmazsa hiçbir şey olmaz. Biz, burada doğamızı, ekmeğimizi, suyumuzu, havamızı savunduk. Çadır kurduk, ormanlarımız bitmesin, memleketimiz yok olmasın diye ama bir gece yarısı 250 asker gönderdiler. Bizim kadınlarımızı sürüklediler, kollarından tuttular. Kadınlara el kalkmazdı diye biliyorduk biz ama demek ki kadınlara el kalkıyormuş. ‘Kadına el kalkmaz’ diyenler, kadınlara el kaldırdılar. Biz buna çok üzüldük.
Ekmek, su, enerjiden daha önemli. Tarım arazileri çok daha önemli. Enerji olmadan yaşamış bizden önce gidenler ama ekmeksiz, susuz yaşanmaz. Biz, doğamız için, ekmek için, su için, memleketimiz yok olmasın diye, köylerimiz bitmesin diye… Köyde yaşamak istiyoruz, şehir hayatı istemiyoruz. Bizi suçlu görmesinler, hiçbir suçumuz yok. Biz adam mı öldürdük? Biz suç işlemiyoruz burada. Köylerimizin ayakta kalması için uğraşıyoruz. Köylerimiz bitmesin diye uğraşıyoruz.”
“BANA Şİ