Son 2 yıldır (Covid başlangıcından beridir) yüksek sesle "Çip" konuşuyoruz. Eskiden sadece belli sektörler ve belli insanlar konuşurken, meydana gelen çip krizi nedeniyle herkes konuşmaya başladı. Öyle ki, bırakın arabaları ya da cep telefonlarını, sıkıntı geçen gün yazdığımız "çipli banka kartları"na kadar geldi.
Covid öncesinde, çiplerin batıda teknolojisinin tasarlanıp, işçiliğin ucuz olduğu doğuda üretildiği bir iş modeli vardı. Ancak salgının doğudan başlaması, hem üretimin, hem de tedarik zincirinin sıkıntı yaşaması sonucunda bu iş modeli altüst oldu ve “yerinde üretim” için çalışmalar başladı.
Turizm ile geçinen, önemli sanayisi olmayan İspanya’nın bile çip yatırımı için 11 milyar Euro telaffuz ettiği, Güney Kore’nin 2030’a kadar çip üretimini 450 milyar dolar destekleme planı yaptığı, Avrupa’nın Dresden başta olmak üzere üretimi desteklemeye ağırlık verdiği, Hindistan’ın yine destekler açıkladığı bir dünyaya doğru yol aldık.
Ağustos içinde ABD, çip üretimi için 52 milyar $’lık bir destek paketi açıkladı. ABD'de fabrika da açmayı planlayan dünyanın en büyük çip üreticisi TSMC ise, 44 milyar $'lık plan açıkladı.