- Organ nakli merkezi dışı - İsmail Uçar'ın hasta yatağından detay - Babasından böbrek nakli olan İsmail Uçar'la röportaj - Eşi Nilüfer Uçar'la röportaj Babasının böbreğiyle hayata tutundu - Akdeniz Üniversitesi Öğretim Görevlisi İsmail Uçar, 70 yaşındaki babasından nakledilen böbrekle hayata yeniden sarıldı - İsmail Uçar: "Türk milleti olarak sağlımıza gereken özeni göstermiyoruz. Öğretim görevlisi, doktor, avukat, sağlıkta unvanınızın ne olduğu önemli değil" - Uçar'ın eşi Nilüfer Uçar:"İlk etapta hastalığını kabullenemedim, öleceğini sandım. Hep duyuyordum ama başımıza geleceğini bilmiyordum"ANTALYA (AA) - Akdeniz Üniversitesi Korkuteli Meslek Yüksekokulu (MYO) Öğretim Görevlisi 44 yaşındaki İsmail Uçar, 70 yaşındaki babasından nakledilen böbrekle hayata tutundu.Korkuteli MYO'da Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi dersi veren Uçar'a baş ağrısı şikayetiyle gittiği hastanede kronik böbrek yetmezliği teşhisi konuldu.Akdeniz Üniversitesi Hastanesine sevk edilen Uçar'a doktorları, organ nakli olmasını önerdi. Hastalığı gittikçe ilerleyen Uçar için eşi edebiyat öğretmeni Nilüfer, annesi Ayşe ve babası Ahmet Uçar böbreğini vermek için gönüllü oldu.Tetkiklerin ardından, 8 ay önce nakil hazırlığı sırasında kalp krizi geçiren Uçar'a stent takıldı. Sekiz ay boyunca haftanın üç günü diyalize giren Uçar, iki gün ise öğrencilerinden ayrı kalmamak için derslerine devam etti.Bu süreçte tansiyonu ve şekeri normal seviyelere gelen Uçar'a, Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Organ Nakli Merkezi Müdürü Prof. Dr. Bülent Aydınlı başkanlığındaki ekip, babası Ahmet Uçar'dan aldıkları böbreği nakletti. - "Sağlıkta unvanınızın bir önemi yok"Hastanede öğrencilerinin özlemini çeken Uçar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2,5 yıl önce kronik böbrek yetmezliği olduğunu öğrenince şoke olduğunu söyledi.
Daha önce diyabet, yüksek tansiyon, aşırı stres ve yorgunluğu olduğunu dile getiren Uçar, "Haftanın 5 günü derse giriyordum. Sık sık Antalya 'ya geliyor, Korkuteli'ne gidiyordum. Nakil için hazırlık yaparken kalp krizi geçirdim." dedi.
Nakil olduktan sonra kendisini yeniden doğmuş gibi hissettiğini anlatan Uçar, şunları kaydetti:"Türk milleti olarak sağlımıza gereken özeni göstermiyoruz. Öğretim görevlisi, doktor avukat, sağlıkta unvanınızın ne olduğu önemli değil. Ben tecrübe edindim. En azından altı ayda ya da yılda bir kez de olsa kan ve idrar tahlili verin ki bir hastalığınız varsa önceden tedbir alınsın. Sağlığınız bozulunca dönüşü olmuyor. Ben şanslıydım ailem nakil için gönüllü oldu. Kadavrayla organlar çürüyeceğine bir hayat kurtarın." - "Başımıza geleceğini bilmiyordum"Daha önce ilkokul, ortaokul ve lisede de öğretmenlik yaptığını ifade eden Uçar, "Sürekli eğitimin içerisinde oldum. İlkokulda okuttuğum öğrencilerin bazıları doktor oldu, göreve başladı.
Şimdi öğrencilerimi özlüyorum, ikinci dönem de göremeyeceğim. Hastane sürecinde öğrencilerim sürekli moral verdi, destek oldu. Aradılar, mesaj attılar, ziyaret ettiler. Oğlum da üniversitede okuyor. Eğitim bizim için çok önemli." diye konuştu.
Eşi Nilüfer Uçar ise doktorlar kronik böbrek yetmezliği teşhisi koyunca çok üzüldüğünü dile getirdi."Dünyam karardı, sanki kıyamet koptu. İlk etapta hastalığını kabullenemedim, öleceğini sandım. Hep duyuyordum ama başımıza geleceğini bilmiyordum." diyen Uçar, eşinin 2,5 yıl aradan sonra ilk kez yüzünün güldüğünü söyledi.
Baba Ahmet Uçar ise evladının hayata tutunmasından mutluluk duyduğunu söyledi.
http://beyazgazete.com/video/webtv/saglik-6/babasinin-bobregiyle-hayata-tutundu-antalya-669000.html