Toplanan kalabalık
-Dövizler
-Atılan sloganlar
-Yapılan konuşma
-Basın açıklaması
-Genel ve detay
( DİYARBAKIR ) - DİYARBAKIR
- Diyarbakır’da toplanan 28 Şubat ve FETÖ Yargısı Mağduru Aileler İnisiyatifi adalet istediklerini ve af çalışmalarına 28 Şubat ve FETÖ yargısı mağdurlarının da dahil edilmesini talep etti. Merkez Yenişehir ilçesi Ofis semtinde bulunan AZC plaza önünde toplanan 28 Şubat ve FETÖ Yargısı Mağduru Aileler İnisiyatifi ortak bir basın açıklaması yaptı. Ellerinde dövizlerle alana gelen üyeler, mağduriyetlerinin giderilmesi için biran önce adım atılmasını talep etti. Gündemde olan af çalışmalarının sadece bir grubu kapsadığını, 28 Şubat ve FETÖ yargısı mağdurlarının kapsam dışında tutulduğunu belirten üyeler bu durumun hukuki ve insani olmadığını dile getirerek mağduriyetlerin giderilmesi için çalışma yapılmasını istedi. "En büyük acı Müslüman halka yaşatıldı" 28 Şubat ve FETÖ Yargısı Mağduru Aileler İnisiyatifi Sözcüsü Musab Arasan, Türkiye’de en büyük mağduriyet ve acının Müslüman halka yaşatıldığını ifade ederek, “İnsanlar inançlarından dolayı ötekileştirildi, mürteci yaftalamasıyla ya zindanlara konuldu ya dar ağaçlarına çıkarıldı. Sistemin zulmü yetmezmiş gibi ondan türeyen virüsler de halka musallat oldu, kanını emdi, zulmetti. İnancından taviz vermeyenler zulme rıza göstermedi, direndi. Yine bunun bedeli de ya ölüm oldu ya da zindan. Hiçbir şekilde hayat hakkı tanınmayan masumların çığlıkları arş-ı alaya yükselmişken bugün hala bu çığlıkları duymamak Gayretullah’a dokunacaktır. Buradan bir kez daha insanlık namına sesimizi haykırıyoruz ve diyoruz ki, yıllardan beridir bu insanlar içerdedir. Bunların cezaevinde olmalarının sebebi 28 Şubat ve FETÖ yargısıdır. Bu zulmün devam etmesi insanlık ve adalet namına büyük bir ayıptır” dedi.
“Halen bırakılmamaları anlaşılır değil” İslami yaşamı istedikleri için kimisi 30 yılı aşkındır cezaevinde tutulan bu insanların halen bırakılmamalarının anlaşılır olmadığını ifade eden Arasan, “Yıllardan beridir cezaevlerinde tutulan bu insanlar ile birlikte aileleri de cezalandırılmaktadır. Bu insanlar defalarca şehirden şehre sürgüne gönderilerek adete kendileriyle birlikte aileleri de cezalandırılmak istenmektedir. Bu insanların birçoğunun anne ve babası onlar cezaevlerindeyken çocuklarına hasret gittiler. Kimisi de cezaevlerindeki kötü koşullardan dolayı cezaevinden çıktıktan sonra vefat ettiler. 28 Şubat hemen her çevre tarafından ‘darbe’ olarak adlandırılıyorken, 28 Şubatçılardan bir kısmının darbeciliği mahkeme tarafından da tescil edilmiş ve onlara müebbet hapis cezası verilmişken, 28 Şubatçı hakim ve savcıların brifingli ya da paralel yargının elemanları olduğu tespit edilmiş ve kritik mahkemelerde görev yapanlar ya ihraç edilmiş ya da tutuklanmışken, örgütçülerin başka kişileri örgütçü diyerek soruşturduğu ve cezalandırdığı ortaya çıkmışken, 28 Şubat süreci yargılamalarına meşru yargılama muamelesi yapılamaz. Hukuksuzluğun bu derece ayyuka çıktığı bir konuda böylesi bir sessizlik ve tavırsızlık endişe ve utanç vericidir. 28 Şubat sürecinin her yönüyle aydınlatılmasını ve bu sürecin bütün aktörlerinin açığa çıkartılarak bunlardan hesap sorulmasını bekliyoruz. 28 Şubat sürecindeki siyasi yargı kararlarının iptal edilerek 28 Şubat’ın brifingli-siyasi yargılamalarının yok sayılmasını ve oluşan tüm mağduriyetlerin giderilmesini talep ediyoruz. 28 Şubat mahpuslarının hiçbir bahane ya da erteleme olmaksızın derhal serbest bırakılmasını istiyoruz. Beklentimiz yıllardır haksız ve hukuksuz gerekçelerle işlerinden olan, okullarını bırakmak zorunda kalan, fişlenen ve yıllardır zindanlara mahkum edilen 28 Şubat ve FETÖ yargısı mağdurları için adalet mekanizmasının işletilmesidir” diye konuştu.