Yeni Gelin, doğuyla batının buluştuğu İstanbul’da filizlenen Bella ile Hazar aşkının Mezopotamya’nın egzotik topraklarına kök salma mücadelesini anlatıyor. Bu mücadelede çekişmeler olsa da özü ve dayanağı aşktır.
Bella, dört dil bilen, iyi eğitimli, annesi sayesinde her türlü sanat aktivitesiyle iç içe yetişmiş, naif bir genç kızdır. Hazar ise, doğduğu toprakların gözüpekliğini, yüreği karalığını almış, dayatmalarına ise her zaman karşı çıkmış bir yağız delikanlı. Bu iki zıt kutup birbirini çeker ve bir araya gelirler. Ancak, Bella’nın İspanyol kökenli, asilzade annesiyle, emekli büyükelçi kılıbık babası bir yanda, Hazar’ın aşiret ağası babası ve onun birbirinden cazgır üç karısı diğer yanda saf tutarken, aşklarını da evliliklerini de doyasıya yaşamaları pek kolay olmayacaktır. Bella, beyaz atlı prensiyle evlenip prenses olacağını sanırken yeni gelin oluverir. Hazar, aşklarının dışarıdaki düşmanlarıyla savaşırken, Bella da içerideki düşmanlarla boğuşacaktır. Hazar’ın bulunduğu yer cehennem de olsa, Bella için cennettir ve onun en büyük silahı yüzünden eksik olmayan gülümsemesi olacaktır.