Uğur Talayhan ile röportaj
-Esat Özata ile röportaj
-Detay görüntüler
( İSTANBUL ) İSTANBUL
- "Gastronomi Buluşması" etkinliğini düzenleyen Beykent Üniversitesi Gastronomi Kulübü, sektörün önde gelen isimlerini ve markalarını öğrencilerle buluşturdu. Beykent Üniversitesi Gastronomi Kulübü tarafından bu yıl 3. sü düzenlenen Gastronomi Buluşması konferansı Uğur Talayhan, gibi sektörden önemli isimlerin katılımıyla Tüm Aşçılar ve Pastacılar Konfederasyonu Üyesi ve Beykent Üniversitesi Gastronomi Bölümü Öğretim Görevlisi Esat Özata moderatörlüğünde gerçekleştirildi.
Yalnızca yeme-içme değil aynı zamanda yöneticilik, fotoğrafçılık gibi alanları da kapsayan ve bölümün diğer dalları ile ilişkilerin de ele alındığı etkinlikte öğrenciler, konferansların yanı sıra etkinlik alanında müzik eşliğinde sponsorların sunduğu ürünleri deneyimleme imkânı buldu. Buluşmanın sonunda ziyaretçilere katılım sertifikası da verildi.
“Türk mutfağı yeterince tanıtılamıyor” Şimdilerde ünlü bir otelin genel müdürü olan ve geçmişte şeflik yapmış olan Uğur Talayhan, tecrübelerini öğrencilere aktarırken, onlara her zaman çok çalışmaları ve bu işe tutkuyla bağlanmalarını tavsiye etti. Talayhan, İhlas Haber Ajansı’na yapmış olduğu açıklamalarında Türk mutfağının dünyadaki en büyük mutfaklardan biri olduğunu, ancak tanıtımı noktasında eksiklikler yaşandığını kaydetti.
Talayhan açıklamalarına şöyle devam etti: “Dışarıda herkes Türkiye’yi kebap ve döner ülkesi sanıyor. Mutfağımızı yeterince tanıtamıyoruz. Dünya mutfağının mezelerimizden, sulu yemeklerimizden pek haberleri yok. Ancak gördüğüm kadarıyla bu alanda Türkiye’de önemli çalışmaları yapılıyor. Bu işe gönlünü veren yetenekli şeflerimiz var. İnanıyorum ki en kısa zamanda Türk mutfağı istenilen yere gelecek” dedi.
“Gastronomi sanat gibi icra edilmeli” Gastronominin kişisel bir endüstri olduğu ve sanat gibi yapılması gerektiğini de ifade eden Talayhan, “Bu işi yapacak onların bu alanda başarılı olmaları için bu işi sevmeleri yeter. Bu alanda çalışacak olanların çok çalışarak, bütün tutkularını ve enerjilerini işlerine vererek çok güzel şeyler çıkacaklarına inanıyorum. Bununla birlikte okullarda mutfak sanatları çok iyi bir şekilde öğretiliyor. Ben de otelcilik mezunuyum. Ben otelcilik lisesi okumadan önce hatta ortaokuldan bile önce yemek yapmayı biliyordum. Herkes yemek yapabilir, güzel tatlar çıkarabilir. Teori ve patik okulla birleştiği zaman çok daha güzel şeyler çıkacaktır. Ben buna inanıyorum” ifadelerinde bulundu. Gastronominin kapsadığı alanlara da değinen Talayhan, “Gastronomi uzun yıllardır kullanılan bir kelime. Yemeyi, içmeyi kapsayan ve farklı alanları bir araya getiren bir alan. Bu alanın kreatif bir şekilde sanat gibi ele alınması gerekiyor. Ayrıca sadece aşçı ya da şeflerin değil, garsonların dahi kendi gönüllerini vererek icra ettikleri bir meslektir” dedi.
“Gastronomi sadece şef yetiştirmiyor” “Gastronomi sadece şef yetiştiren bölümler değildir. Öğrencilere her yönüyle bilgiler vermek istiyoruz” diyen Beykent Üniversitesi Gastronomi Mutfak Sanatları Öğretim Görevlisi ve Tüm Aşçılar ve Pastacılar Konfederasyonu Üyesi Esat Özata, “Bu yıl gastronomi buluşmalarının 3.’sünü gerçekleştiriyoruz. Beykent Üniversitesi olarak gastronomi ve mutfak sanatları bölümümüzü 2012’de açtık. Akabinde de bu tarz etkinliklere başladık. Sektörden duayen isimleri; sadece şeflere değil, yiyecek-içecek sektöründen yazarlar, televizyon programcıları ve farklı alanlarda yönetici vasfındaki kişileri bir araya getirdik. Gastronomi sadece şef yetiştiren bir bölüm değildir. Öğrencilere her yönüyle bilgiler vermek istiyoruz. Bunun yanı sıra değerli sponsorlarımız ile birlikte öğrencilerimize ikramlar yaparak gastronomi bölümümü daha iyi tanıtmayı amaçlıyoruz” şeklinde konuştu.
“Mutfağın felsefesini öğretiyoruz” Türkiye’de gastronomi eğitiminin son 10 yılda büyük bir ivme kazandığını da ifade eden Özata, “Bugün 40’ın üzerinde gastronomi bölümü var. Bu çok iyi bir rakam. Biz İstanbul’da olmanın çok büyük bir avantajını yaşıyoruz. İstanbul gastronomi merkezidir. Her hafta fuarlar, organizasyonlar, yemek şölenleri ve festivaller oluyor. Öğrencilerimiz önde gelen insanlarla bir araya gelebiliyor. Bunun yanı sıra alt yapı çok önemli. Akademik kadro ve uygulama alanları bakımından okulumuz çok önemli bir ivme kazanmıştır. Gastronomi bölümü için akademik kadronun, malzeme yapısının ve mutfak atölyelerinin iyi olması çok önemli. Bizim işimiz görerek, yaparak yapılan mesleklerin başında gelir. Biz uygulamaya ağırlık veren ve mutfağın felsefesini öğreten bir bölümüz. O yüzden gastronomi mutfak bölümünü seçecek öğrencilere bu alana tutkuları varsa tercih etmelerini öneriyorum. Çünkü bu tutku işidir. Böyle olduğu sürece Türk mutfağının ileride çok daha iyi yerlere geleceğine inanıyorum” diyerek sözlerini sonlandırdı.