ADNAN OKTAR: Bizim iyi yönümüz dindar kesimle laik kesimi uzlaştırıyoruz. Gelenekçi kesim kesin hatlarla ayrılmak istiyor. Yani laikleri dışlayacak, dekolte giyinenleri dışlayacak, müzik dinleyeni dışlayacak. Veyahut işte alkol alanları dışlayacak. Neşeli hayat yaşayanları, efendim plaja gidenleri dışlayacak. Biz öyle yapmadık. Her iki kesimi dindar kesimle laik kesimi uzlaştıracak ne yol varsa onu arayıp bulduk. Ve bunu yapmaya çalışıyoruz. Fakat gelenekçi kesimin bir kısmı toplumu bölme konusunda kararlı. Bu çok büyük bir yanlışlık. Bunu düzletmeye çalışıyoruz. Yani müzik olan yerde Allah’ı anamazsın diyor. Kuran da olmaz diyor. Allah Allah, plajlarda o zaman Kuran yasak. Allah’ı anamayacaksın. Düğünlerde Kuran yasak. Allah’ı anamayacaksın. Eğlencelerde efendim, herhangi bir nişanda veyahut kına gecesinde Allah’ı anamayacaksın. Çünkü müzik var, eğlence var. İnsanlar toplanıyorlar. Kuran’ı da bulunduramazsın orda diyor. Bayanların olduğu yerde, dekolte olan yerde, mesela plajda hanımlar dekolte. Veyahut Kuşadası, Fethiye, Köyceğiz orda halk hanımlar hep mini etekle geziyorlar ve çok dekolte kıyafetleri, yani yaz olduğu için. Ee burada Kuran olmaz diyor. O zaman o şehirlerden Kuran’ın çıkarılması lazım. Allah’tan da bahsedemezsiniz diyor. Yani bu neye göre böyle bir duruma geldi bunu anlamak mümkün değil. Muhafazakar kesim herkesi muhafazakar zannediyor. Halbuki değil. Türkiye gençlerinin büyük bir bölümü modern ve dışa dönük. Müzikten hoşlanıyor danstan hoşlanıyor eğlenceden hoşlanıyor. Hatta kendi çocukları bile çok modernler. Mesela muhafazakar bilinen ailelerin çocukların hepsi ultra modernler. Haberleri bile yok. Yani kapalı genç kızlarda hepsi çok ultra modernler. Onlar kendi kafa 1960 ların kafasında kalmışlar. Bütün halk da öyle kalacak zannediyorlar. Böyle bir şey yok. Mesela gezi olayında laik kesimle dindar kesim arasındaki anlaşmazlığı gördük ve o aradaki kopukluk bağını kapatarak dengeyi zor sağladık o dönemde. Yani aydın laik gençlerle gelenekçi Ortodoks Müslümanlar arasındaki o uçurumu özenle kapatmaya çalıştık ve dengeyi sağladık. Böyle muhafazakar kesimin bu modern laik gençlere yönelik hiçbir çalışması yok bağı da yok. Tamamen kopmuş durumda. Çocukları dinsiz gibi görüyorlar. Yaa tamamen dışlamışlar. Biz o gençleri kazanmış olduğumuz için onları ikna edebildik o dönemde. Yaa işin aslı budur vatana millete sahip çıkalım şu bu falan. Onlarda kendi başarıları zannediyor. Yani bu gezi olaylarının bastırılmasını falan kendi başarıları zannediyorlar. Atatürkçü laik kesimle uçurum var. Yani biz olmasak kim bilir ne olur bilmiyorum yani. O dengeyi sağlıyoruz. Aradaki bağı sağlıyoruz. Ben ne diyorum laik Atatürkçü kesimle dindar halk muhafazakar halk iç içe olsun birbirlerini sevsinler. Ben o aradaki kopukluğu kapatmaya çalışıyorum. Yani benim vasfım bu. Müzikle dansla dekolte hanımlar var eğlence var. Ve dindarlığın Müslümanlığın her türlü güzelliği var. Bakın ikisi birlikte böyle güzel yaşanılırı ben göstermeye çalışıyorum. Adamlar da diyor ki hayır arkadaş diyor. Atatürkçü ve laiksen bir kadın dekolte giyiniyorsa, kendine bakıyorsa, makyajlıysa oraya Kuran gelmez. Müzik varsa oraya Kuran gelmez. İslam’dan, Allah’tan, dinden bahsedemezsin diyor. Ne olacak peki? Bahsedemezsin diyor. Ben müsaade etmem diyor. Plajlar, plajlara da Kuran sokulmaz diyor. Eğlence yerleri oraya da Kuran gelmez diyor. Düğünler, düğüne de Kuran’ı getiremezsin. Kına gecesi, oraya da Kuran gelemez. Nişan, oraya da gelemez. Karadeniz de mesela orda horon tepiyorlar Kuran olabilir mi? Olamaz diyor. Güneydoğu da kadın erkek birlikte halay çekiyorlar. Karadeniz de kadın erkek birlikte horon tepiyorlar orada Kuran olabilir mi? Olamaz diyor. Buna fetvayı veren çok küçük bir azınlık. Eee riskli olur bu. Yani baya riskli olur. Yani toplum arasında uçurum meydana getirir. Laik dindar kesimle eğlenen, gülen insanlarla içine kapalı, gelenekçi, Ortodoks, denize girmeyen, müzik dinlemeyen insanlar arasında ciddi bir uçurum meydana getirir. Buda riskli olur diye düşünüyorum. Bunu değerlendirmek lazım. Ben o uçurumu kapatmaya gayret ediyorum. Yani