13 Kasım 2015 tarihi hem Fransa hem de Avrupa açısından bir kırılma noktasına işaret ediyordu.
Fransa-Almanya milli maçının oynandığı ve Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande‘ın da hazır bulunduğu Stade de France‘ın dışında üç patlama sesi duyuldu.
İzleyiciler henüz ne olduğunu anlamadan başkent Paris’in çeşitli noktalarından silah sesleri yükselmeye başladı.
Ülkenin yakın tarihindeki en çalkantılı döneminin de ilk aşaması olarak gösterilen Bataclan konser salonu başta olmak üzere 6 ayrı bölgede düzenlenen saldırılarda, 130 kişi hayatını kaybetti, 400’e yakın kişi de yaralandı. DEAŞ terör örgütü tarafından düzenlenen saldırılarda yaşamını yitirenler arasında Türk asıllı Belçika vatandaşı Elif Doğan ve Belçikalı eşi Milko Jozi de bulunuyordu.
Saldırıların kronolojisi
Saldırıların ilk ayağı Stade de France‘ın ardından teröristler Bichat ve Alibert caddelerinde ateş açarken bir kafenin dışında bulunanlar hedef alındı.
Devamında Fontaine-au-Roi caddesi üzerindeki Café Bonne Bière’den Kalaşnikof sesleri yükselirken sadece dakikalar sonra güvenlik birimlerine Charonne caddesindeki La Belle Équipe restoranı hedef alındı. Voltaire Bulvarında ise saldırılarda yer alan bir intihar bombacısı kendini havaya uçurdu.
Saldırıların en kanlısı ise Eagles of Death Metal isimli bir müzik grubunun sahne aldığı Bataclan konser salonunda yaşandı. Yaklaşık bin 500 kişinin bulunduğu salona giren teröristler uzun namlusu silahlarını kalabalığa çevirerek katliam gerçekleştirdi. Burada 89 kişinin yaşamına son veren intihar yeleği giymiş saldırganlar yakalanmadan önce kendilerini patlattı.
Saldırılar sonrası yaşanan süreç
Fransa’da olduğu kadar tüm dünyada da şok etkisi yaratan saldırılardan hemen sonra Elysee Sarayı’nda açıklama yapan Cumhurbaşkanı Hollande, 12 gün süreyle olağanüstü hal ilan edildiğini duyurdu.
Fransa devamında üç kez daha OHAL’i uzattı. Yaşanan toplumsal travmanın ardından terörle mücadele kapsamında sert yasal düzenlemelerin yapıldığı, ulusal kimlik tartışmalarının gündemi belirlediği bu sürece girildi.
2015’in ilk günlerinde Charlie Hebdo dergisine düzenlenen saldırı sonrası ülkede artırılan güvenlik önlemleri, 13 Kasım saldırıları ile zirveye çıktı. Alınan sıkı güvenlik önlemlerinin yanı sıra El Kaide ve DEAŞ örgütlerinin neden Fransa’yı hedef aldığına ilişkin tartışmalar alevlendi.
Nitekim terör tehdidiyle ülke dışındaki operasyonlarla mücadele etmeye çalışan Fransa yönetiminin korktuğu başına gelmiş, son yıllarda Fransa dışına giden, toplumdan kopuk, içine kapanık, dışlanmış ve düzenli bir işi/geliri olmayan Fransa doğumlu, resmi eğitim müfredatıyla yetişmiş Fransız vatandaşları, “yabancı savaşçı olarak” dönmüş ve Fransa’yı hedef almıştı. Saldırganların tamamına yakını Fransız vatandaşı, Fransa’da doğan ve Fransa’da eğitim almış kişilerden oluşuyordu.
Eylül 2014’te Irak’ta askeri operasyona başlayan Fransız ordusu, bir yıl sonra, 8 Eylül 2015’te Cumhurbaşkanı Hollande’ın açıkladığı kararla, operasyonu Suriye toprakla