Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) yapılan başkanlık seçimlerinin ardından euronews Washington temsilcisi Stefan Grobe ile euronews muhabiri Mark Davis sonuçları değerlendirdi.
Stefan Grobe: “Amerika Birleşik Devletleri (ABD) modern tarihinin en çirkin ve en kötü başkanlık seçimi kampanyasının ardından buradayız. New York’ta bir sokağın başındayız ve başkan seçilen Donald Trump‘ın konvoyunu gördük az önce, tüm bu olan bitenler hakkında ne düşünüyorsun Mark?”
Mark Davis: “Stefan senin Başkan Donald Trump dediğini duymak kulağa garip geliyor. Bu seçimin birçok soru işaretine yol açtığını düşünüyorum. Örneğin iklim değişikliğinin bir aldatmaca olduğunu söyleyen bir Amerikan başkanından bahsediyoruz. İnsan hakları konusuna gelince, Amerika’nın yeni başkanı geçmişte water-boarding tekniğini, Guantanamo üssünün varlığını savunan biri.”
Stefan Grobe: “Peki ABD ile Meksika arasındaki duvar ne olacak? Bu konu Donald Trump‘ın ilk seçim vaatlerinden biriydi. Bunun gerçekleştiğini görecek miyiz? Tartışmalı sağlık yasası Obamacare ne olacak? Yani şimdi 30 milyon Amerikalı bu sağlık hizmetinden faydalanamayacak mı? Dolayısıyla akıllarda bir sürü soru işareti var. Trump başından beri başkan seçilmesi durumunda ilk günden itibaren Obama’nın mirasını yok edeceğini söyledi. Trump lehine büyük bir katılım oldu. Bu sonuç seni şaşırttı mı?”
Mark Davis: “Aslında beni şaşırtan bu süreçte Donald Trump‘ın pek çok farklı yönünü görmemiz oldu. Rakibi Hillary Clinton‘ı “hapse tıkacağını” söyleyen bir adamdan bahsediyoruz ve daha sonra seçimi kazanmasının ardından yaptığı konuşmada Clinton‘ı övdü ve Amerikalıların ona şükran borçlu olduğunu söyledi. Yani başkan adayı olan Trump‘ın başkan Trump’tan çok farklı bir insan mı olacağını merak ediyorum.”
Stefan Grobe: “Hillary Clinton’la ilgili de bir şeyler söylemeliyiz. O kesinlikle ideal bir başkan adayı değildi. Seçim kampanyası sırasında konuştuğum birçok Amerikalı onun kötünün iyisi olduğunu söylemişti. Ancak şimdi o kişi Donald Trump oldu. Onun sözde güvenlik duvarı olarak görülen kuzeydeki Wisconsin, Pennsylvania ve Michigan eyaletlerindeki başarısızlığı beni şaşırttı. Zaten partinin adaylık seçimlerinde Michigan’da Bernie Sanders’a yenilmişti ve kolej eğitimi olmayan beyaz, mavi yakalı işçilerle Latin Amerikalıların oyu onun belirgin olan güçsüzlüğünü dengelemeye yetmedi.”
Stefan Grobe:“Sonuçların açıklanmasıyla gözyaşı döken bir sürü kadın gördüm. Bu en azından yakın gelecekte bir kadın başkan görebilecekleri son fırsattı. Bu yaz Hillary Clinton başkan adayı seçildiğinde Philadelphia’da bir kadının ağladığını görmüştüm. Yani Clinton kendi deyimiyle “cam tavanı” kıramadı ve Amerika Birleşik Devletleri hala ilk kadın başkanını bekliyor.”