TEK TAŞ YÜZÜK
gittiğin yerlere gelemiyorum
öyle bir kapıdan geçtin ki,
kalakaldık
içerde sen,
dışarıda ben
kısacık mesafelerde,
uzun yolculuklarda tükeniyorum
varlığında yaşamaya bu kadar açken
kaç yaşamdan geçip
ölümüme susuyorum yokluğunla
takılıyorum küçük bir bedene
ölüm denen köprüden
yanına uzanacakken bir sıkımlık canımla,
son çıkışlardan kaçıyorum tekrar hayata
gözleri senden olana,
öpüyorum yavrumuzun küçük ellerinden sonra
sana olan tüm açlığımla
olmasa emanetin,
yaşamak zor olurdu
ölmek kolay biliyorum
bakma,
ondan susuyorum
ama yediremiyorum işte sen orada
ben burada
yollarım dönüp dolaşıp tek taşına çıkıyor
başına diktiğim şu taşı sevemedim
mezartaşınmış parmağına yüzük diye taktığım,
yokluğunsa;
başımın ucunda bir ömür yastığım.
Umut Akbaş