İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 2007 yılında başladığı örnek sosyal sorumluk projesi “Abla-Ağabey-Kardeş”te bayrak devri başladı. Celal Bayar Üniversitesi Endüstri Mühendisliği 2. sınıf öğrencisi Ceren Sal ve Celal Bayar Üniversitesi Dış Ticaret Bölümü 3. sınıf öğrencisi Naziye Duman, “Abla-Ağabey-Kardeş” projesi ile bundan tam 9 yıl önce ilkokul öğrencisiyken bir gün gönüllü abla ve ağabeylerinin kapılarını çalmasıyla tanıştı. Bugüne kadar yaklaşık 7 bin gönüllü gencin katıldığı projenin ilk kardeşlerinden olan ikili, gerek eğitim gerekse sosyal hayatlarında kendilerine rehberlik eden abla ve ağabeylerinin de yardımıyla bugün üniversiteli oldu. Yıllar önce hayal kurmayı ve hedeflerine ulaşabilmek için zorlukların üstesinden gelmeyi öğreten abla-ağabeylerinin izinden giden ikili, en güzel ‘vefa’ örneğini sergileyerek Büyükşehir Belediyesi’nin örnek projesinde birer ‘gönüllü abla’ oldu.
Yıllar önce abla ve ağabeylerini görmek için hafta sonlarını iple çeken Naziye ve Ceren, aynı duyguyu şimdi kardeşleri için yaşıyor. İkilinin 75. Yıl İlköğretim Okulu’nda okuyan kardeşleri Buse Balak, Nuray Balak, Birkan Balak ve Rabia Balak ile aralarında oluşan sevgi bağı, gönüllüğün gücünü bir kez daha gözler önüne seriyor.
Paha biçilmez bir duygu
Gönüllülük duygusunu paha biçilmez olduğunu ve her gencin mutlaka bir sosyal sorumluluk projesinde yer alması gerektiğini söyleyen Naziye Duman, “Bu projeye 2007 yılında kardeş olarak katıldım. Benim de bir ablam ve bir ağabeyim vardı. Bugün kardeşlerimin yaşadığı sevinci ve mutluluğu yıllar önce ben de yaşamıştım. Ablalarımdan gönüllük bayrağını devralarak projeye gönüllü olarak başladım. Şu an okuduğum bölüm ablamın İngilizceyi çok sevmesi ve bana da sevdirmesinden kaynaklandı. Üniversitede okuduğum bölümü onun sayesinde seçtim. Projeye kardeş olarak katıldığım zaman büyüyünce hiçbir şey olmayacağım gibi geliyordu. Ama şimdi hayallerim o kadar büyük ki, abla-ağabeyim yol göstermesiyle bu hale geldim. Geriye dönüp baktığımda, ablam ve ağabeyimi örnek alarak projede yer almaya karar verdim. Bunu yaparak bir hayalimi daha gerçekleştiriyorum. Bütün gençleri bu projede yer almaya davet ediyorum. Gönüllüğün paha biçilemez duysunun yanında, insanlarla iyi anlaşmayı öğrenmek için de bu projede bulunmalılar” diye konuştu.
Sıkı sıkı sarılabilmek
Gönüllüğün bir bayrak yarışı olduğunu ve şimdi bu bayrağı kendilerinin devraldığını ifade eden Ceren Sal ise duygularını şöyle anlattı:
“Beni bu projedeki abla-ağabeyim de Celal Bayar Üniversitesi Kimya Bölümü’nde okuyorlardı. Bana hem ders hakkında çok şey öğretiyorlardı hem de çok eğleniyorduk. Çocukken aklımda hep ‘bu kadar çok şeyi nereden’ biliyorlar sorusu vardı. Bana kapalı bir kutu gibi geliyorlardı. Şimdi projeye katılarak hem vefa borcumu ödüyorum hem de bu kapalı kutuyu kardeşlerimin açmasına izin veriyorum. Kardeşlerinizin her hafta sonu size sarılması çok güzel bir şey.