Faki: “7 Haziran Seçimleri ülkemiz için dönüm noktası”
7 Haziran Seçimine az bir zaman kala siyaset sahası gittikçe hareketleniyor. Vatan ve millet açısından yakın ve orta vadeli geleceğin üzerinde belirleyici etkileri olacak olan, bir bakıma kader seçimi niteliğinde olan 7 Haziran Seçimine hızla yaklaşılırken ilimizde de her partiden milletvekili aday adayları partilileri nezdinde görücüye çıkıyorlar. 40’ı aşkın aday adayı sahaya yayılarak partilileriyle birebir görüşmeler ve basın toplantıları düzenliyorlar. Bu kapsamda bugün Grand Özeren Otelde sabah kahvaltısında basın mensuplarıyla bir araya gelen AKP Milletvekili Aday Adayı Dr. Süleyman Faki, içten bir sohbet atmosferi içinde kendini anlattı. Dr. Faki, ülke için Anayasa değişikliği ve bu amaç için sayısal üstünlük kapsamında 400 milletvekili hedefi çerçevesinde “dönüm noktası” olarak değerlendirdiği 7 Haziran Seçiminin başkanlık sistemini çözeceğini ifade etti.

7 Haziran Milletvekili Seçimine 129 gün kala ülkede ve ilimizde siyaset sahası gittikçe hareketleniyor ve tansiyon yükseliyor. Vatan ve millet açısından yakın ve orta vadeli geleceğin üzerinde belirleyici etkileri olacak olan bir bakıma kader seçimi niteliğinde olan 7 Haziran Seçimine hızla yaklaşılırken ilimizde de her partiden milletvekili aday adayları partilileri nezdinde görücüye çıkıyorlar. 40’ı aşkın aday adayı sahaya yayılarak partilileriyle birebir görüşmeler ve basın toplantıları düzenliyorlar. Bu kapsamda bugün (25 Şubat 2015 günü) Grand Özeren Otelde sabah kahvaltısında basın mensuplarıyla bir araya gelen AKP Milletvekili Aday Adayı Dr. Süleyman Faki, içten bir sohbet atmosferi içinde kendini anlattı, soru ve uyarıları aldı. Dr. Faki, ülke için Anayasa değişikliği ve bu amaç için sayısal üstünlük kapsamında 400 milletvekili hedefi çerçevesinde “dönüm noktası” olarak değerlendirdiği 7 Haziran Seçiminin başkanlık sistemini çözeceğini ifade etti.
Dr. Süleyman Faki ve basın mensuplarının katıldığı toplantıda yaptığı konuşmada Dr. Faki, ana hedeflerinin başında gelen başkanlık sistemi ve modeli olarak, esasen bir Amerikan ya da Fransız modeli değil, “bizim dinamiklerimize, bizim geçmişimize, bizim inançlarımıza ve yapımıza uygun bir sistem ve model” istediklerinin altını çizdi.