AK PARTİ GRUBU ADINA ORHAN ATALAY (Ardahan) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; son yıllarda, eğitimde sayısal anlamda doksan yılda yapılamamış olanların belki de onlarca kat fazlasını başardık. Ne var ki eğitimle maksuda ulaşma noktasında daha zorlu çabalar gerektiren mühim meselelerimiz olduğunu da biliyoruz.
Değerli arkadaşlar, dün, insanı neredeyse salt biyolojik bir boyuta indirgemiş, sığ, pozitivist bir bakışın, “bilimsellik” yaftası altında, kiminin siyasal ve ideolojik amaçlar için kullandığı eğitimin, bugün de finansal bir bağlamda, pratik fayda fonksiyonuna hasredilmiş yapısının delinin elinde bir baltaya dönüşmekte olduğu gerçeğini görmezlikten gelemeyiz.
Biliyoruz ki kendi varoluş amacını maddi gerekçelere indirgeyen insan önce kendisine, sonra çevreye, tarihe, topluma ve topyekûn hayata yabancılaşacaktır. Takdir edersiniz ki her insan gibi toplumların da kendisine has bir kimliği ve benliği vardır. Bütün bunları besleyen ana memba ise kişinin aidiyet hissettiği medeniyet havzasıdır. Her medeniyetin kendisine has birtakım öğeleri bulunduğu, bu öğeler içinde en önemli iki unsurdan birisinin din, diğerinin ise dil olduğu açıktır. Mesela, Avrupa medeniyetinden Latince ile Hıristiyanlığı veya Hint medeniyetinden Budizmi çıkarmanız hâlinde geriye kalanı bir medeniyet olarak tanımlama imkanınız ne kadardır? Eğitimin, icra edildiği coğrafyada teşekkül etmiş bir medeniyeti yenileyerek yeni kuşaklara aktarmak gibi bir ödevi de bulunduğuna göre, eğitim yapımızın bunu hangi düzeyde başardığı sorusunu cevaplandırmak zorunda değil miyiz?
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hatırlanacak olursa ünlü oryantalist Renan Mart 1883 yılında Sorbonne Üniversitesinde “İslam ve Bilim” isimli bir konferans vermiş. Orada dinî bir iddiada bulunarak İslam’ın terakkiye engel olduğu tezini savunmuştu. Birçok alim, düşünür, edip ve siyasetçi tarafından ağır eleştirilere maruz kaldı ise de bu iddia galiplerin ideolojik amaçlarına hizmet ettiği için bilimsellik, rasyonellik ya da modernlik yaftalarıyla mutlak bir hakikat tacıyla taçlandırılarak birçok eğitim müfredatına sinsice sindirilmiş oldu. Ziya Paşa’nın “Evvel yok idi, iş bu rivayet yeni çıktı.” dediği bu iftirayla maksat açıktı, İslam’ın hareminde doğanları kiliselere mürit yapmaktı. İslam medeniyetine mensup olanları kendi kimliklerine yabancılaştırmak, sonra da benliklerine güveni sarsmak ve böylece fiziki mağlubiyeti ruh köklerine kadar işleyerek derinliğine hissettirmekti. Unutmayalım ki benliği ölmüşlerin davranış modu galiplerini taklit etmek, dahası onları efendi edinmek, kendi dağlarını çöp gibi görüp sonra da yele vermektir. Sermayesiz kalanların yapacağı iş ise dilenciliğe başlamak, sonrası ise acziyetten bir kader elbisesine bürünüp ölümü beklemektir...
Konuşmacı : Ak Parti Ardahan Mv. Orhan Atalay
Konu : 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı
Tarih: 17.12.2014
Saat: 12:43:45
Kanal Adı: Trt3-Trt Gap
Program Adı: Genel Kurul
Süre: 00:05:19