ADNAN OKTAR: Güzel olmak kadını açar, ruhunu rahatlatır. Beğenilmek kadının hoşuna gider. Beğenilmiyorsa, şu gelenekçiler bile, gelenekçi Ortodoks Müslümanlar, bakıyorum badem bıyığının altından böyle incecik milimetrik bıyığı alıyor. Böyle hafiften kırk derecelik açıyla kenarını. Nasıl uğraşıyorsun onunla? Badem bıyığını böyle en fazla üç milim uzatıyor. Ortasından bayağı bir şekil veriyor. O aynada içi eriyor bakarken bıyıklara, böyle bir sağdan bakıyor, bir soldan bakıyor. Acayip yakışıklı olduğu kanaatinde. Saçı da limonla tarıyor böyle arkaya doğru bırakıyor. Aşıklar onlar kendilerine, acayip yakışıklı olduğu kanaatindeler. Şimdi başka detaylara gireceğim de girmek istemiyorum. Acayip kıl tipler. Üslup, mantık, akıl tamamen iptal olmuş vaziyette. Dünyayı cehenneme çeviriyorsun, kendine de cehenneme çeviriyorsun. Yapma, etme. Mesela gizli gizli seyrediyorlar. Şimdi burada dans ediyorlar değil mi? Hem kızıyor, hem de sonuna kadar, işin ilginç yanı kendi de kalkıp oynuyor. Döne döne oynuyor. Ondan sonra da eleştiriyor diyor ki; “küfre düşüyorlar ya” diyor. Peki sen döne döne niye oynuyorsun kendin? O zaman kapat televizyonu. En ince detaylarına kadar biliyorlar. Şöyle oynadı, böyle oynadı, hepsini anlatıyor. Cennette müzik var, dans var. Cennette olan burada da vardır. Cennette helalse burada da helaldir. Cennette Allah güzel görüyorsa burada da güzel görüyor.