Kıymetli efendiler İmamı Azam şöyle buyurdular:''Haramı ve helal saymadıkça herhangi gibi bir günah işlediği için Müslüman'a kafir diyemeyiz. Ondan iman ismini kaldıramayız. Ona gerçek manasıyla Mümin deriz. Bir Müminin kafir olmadan, fasık , günahkar olması da caizdir. Çünkü günahsız insan yoktur. Fakat haramlara helal derse, işte o zaman kişi küfre girer, Mümin değildir. Haramı helal saymadıkça işte İmamı Azam insanların günahkar olabileceğini, Müminlerin de günahkar olabileceğini söylediler. Ehli Sünnetin görüşü budur. Haricilerin büyük günah işleyeni 'mürtekibi kebireyi' kafir saydıkları gibi, biz günahkar Mümine kafir diyemeyiz. Yani Ehli Sünnet inancında başta İmamı Azam, onunda yanında tabiin, tabiinin önünde Sahabiler, Sahabininde başında sevgili Peygamberimiz ve yüce Allah'ın ortaya koyduğu yüce İslam ve delillerinden Ehli Sünnet ve cemaat alimleri büyük veya küçük günah işleyen bir kimseye hiçbir zaman kafir dememişlerdir. Kafir saymamışlardır, ancak haram olduğu kesin olan bir, eğer haramı helal kabul ederse o zaman durum değişir. Kişi imandan çıkar küfre girer. Fakat hariciler büyük günah işleyenlere kafir diyorlar. Hz. Aliye de bunlar, Hz. Ali gibi cihanın en büyük Müslüman'ına, en değerli kahramanına ve allameye cihan olan Hz. Aliye ve Hülefayı raşidin olan ve ehli beyten olan Hz. Aliye hariciler bu alçakça sıfatı isnat etmişlerdir.