Hiç mümkün müdür ki, zerrelerden güneşlere kadar bütün varlıkları itaatkâr bir asker gibi emrine boyun eğdiren ve bütün kâinatı idare ederek haşmetli saltanatını gösteren bir zat, sadece, şu dünya misafirhanesinde kısa bir hayat geçiren fani mahluklar üzerinde dursun; o muhteşem saltanatına ayna olacak ebedî ve baki bir memleketi icad etmesin? Hâşâ ve kella!