Suriye’de halkın, Baas rejimine karşı barışçıl gösterileriyle başlayan ve kanlı bir iç savaşa dönüşen olaylar üçüncü yılını geride bıraktı.
Birleşmiş Milletler verilerine göre, çatışmaların artarak devam ettiği ülkede 140 binden fazla kişi hayatını kaybetti, yüz binlercesi yaralandı ve milyonlarca insan evini terk etmek zorunda kaldı.
On binlerce insan ise hala ya gözaltında ya da hiç haber alınamıyor.
Uluslararası arabuluculuk girişimlerinin sonuçsuz kaldığı ülkede kan akmaya devam ediyor.
1971 yılında darbe ile iktidarı ele geçiren Hafız Esad‘ın 2000 yılında vefat etmesinin ardından göreve gelen Beşşar Esad, rejim karşıtı gösterileri şiddet kullanarak bastırmaya çalıştı ve kendi halkına tarihin en büyük insani trajedilerinden birini yaşattı.
Kara ve hava operasyonları sırasında konvansiyonel silahların yanısıra kimyasal silahların da kullanıldığının anlaşılması üzerine ABD ile Batılı ülkeler harekete geçti.
Şam yönetiminin elindeki silahları imha sözü vermesi olası bir dış müdahaleyi önledi ancak gelinen süreçte verilen sözler henüz tam olarak yerine getirilmiş değil.
Gerek radikal eğilimli grupların gerekse Şam yönetiminin yaşam alanlarında verdiği silahlı mücadele, halkın evini terk etmesindeki en büyük etkenlerden biri.
15 Mart 2011’de Dera kentinde başlayan olayların üzerinden 1095 gün geçti. Bu süre zarfında 6 milyon insan ülke içinde evsiz kalırken 750 bin kişi Lübnan’a, 660 bin Ürdün’e, 600 bin Türkiye’ye, 200 bin kişi Irak’a ve 120 bini de Mısır’a olmak üzere iki buçuk milyon Suriyeli ülke dışına kaçtı.
Birleşmiş Milletler Mülteci Ajansı‘nın verilerine göre, 2 buçuk milyon mültecinin yarıdan fazlasını çocuklar oluşturuyor. Bunlardan bir kısmı ise anne babasını kaybetmiş durumda.
Yine Birleşmiş Milletler’e göre okul çağındaki yüz binlerce Suriyeli çocuk eğitimden yoksun durumda.