DİDEM ÜRER: Putin ve Sayın Erdoğan’ın Türkiye’deki görüşmelerinin ardından Rus yetkililerinin Suriye hakkında ki açıklamalarında bariz bir üslup farklılığı olduğu iktidardaki birleşik Rusya Partisinin meclis grup Başkanı ilk defa “Suriye yönetimi işini doğru, düzgün yapmaktan aciz” ifadelerini kullandı. Putin ise “ne Suriye’de ki rejimi destekliyoruz, ne de onların avukatıyız. Ancak Suriye’nin geleceği hakkında endişelerimiz sürüyor, buradan yeni ve taze fikirlerle ayrılıyorum” dedi.

ADNAN OKTAR: Benim söylediğimin doğru olduğunu, Allah gösterdi. Ben dedim ki, Putin delikanlı, aklı başında bir gençtir, aklı başında bir insandır, vicdanlıdır, orayla, burayla bağlantıya gerek yok Suriye’den bir şey çıkmaz, Esad’ın zaten hiç yapacağı bir şey yok, doğrudan Putin’le görüşülsün dedim, direkt şahsıyla görüşülsün, konu hallolur dedim. Her zaman olduğum gibi Allah’a çok şükür yine dediğim doğru çıktı. Putin’le konuşma, konuyu kökten halledecek bir yol olduğunu gördüler. Daha da pekiştirilirse bu görüşmeler, daha da kapsamlı hale getirilirse her yönüyle değerlendirilirse çok güzel netice alınır. Putin’in haklı olduğu yönler çok fazla bir kere diyor ki “Radikallerden çekiniyorum” diyor. Çekinir tabii adam, iktidara geliyor, kalite diye bir şey bırakmıyor, güzel olan ne varsa kırıp yıkıyor, estetiği, kaliteyi, güzelliği İslam’a zıt zannettiği için darmadağın ediyor. Baskıyı, şiddeti, korkuyu, bağnazlığı da takva olarak gördüğü için istemediği halde, kendisi istemediği halde uyguluyor. Mesela Mısır’da da hükümet iktidara geldi, halk memnun değil, bence kendileri de memnun değillerdir. Muhalefette memnun değil, ne muhalefetin dediği oluyor ne onların dediği oluyor. Halbuki orada aranılan, onların sıkıntısı kalitesizlik, kalite olmuş olsa liberaller, laikler hiçbir şekilde böyle bir şamata yapmazlar. Bir kalite bozukluğu var,  bir kalite eksikliği var. Hayat kaliteleri bozuldu, hayat küt hale geldi onlar için. Neşe yok, sevinç yok, gülmek yok, eğlenmek yok, estetik yok, sanat yok bilimde bir gelişme yok, adamlar bunaldı.