ADNAN OKTAR: Güzel olan Cenab-ı Allah. Bizleri şimdilik dünya görüntüsü olarak böyle gösteriyor, asıl ahirette. Birdenbire böyle aynanın içinden geçer gibi geçeceğiz. Uykudan uyanır gibi “Allah Allah” diyeceğiz, “nasıl bir hayattı o çok ilginç” diyeceğiz. Yani alenen rüyadaymışız diyeceğiz. Ne güzel maşaAllah, elhamdülillah. Melekler çok yakışıklı baya güzeller tertemiz kıyafetleri, onların kendine has kıyafetleri var, kendine has onların güzellikleri var. Bir de sevdiklerimiz kimse onlarla kalbimiz ferah olsun, içimizde bir tedirginlik olmasın gibisinden. Zaten korku kalkıyor da, fakat ayrıca bir güzellik olarak Cenab-ı Allah kalplerimize ferahlık olsun diye sevdiklerimizle karşılaştırıyor. Kimi çok seviyorsa, o geliyor onu karşılamaya.
“Ölünce hemen ahirete geçiş olacaksa, kıyameti hangi aşamada göreceğiz?” Güzel bir soru. Şehitler seyrediyorlar, cennet ehli seyrediyor. Kıyameti nasıl seyrediyorlar biliyor musunuz? Böyle güzel döşeğe uzanıyor, süslü cennet yastıklarına ekranda böyle dünya toz duman oluyor “oh” diyor “elhamdülillah” diyor. “Ya Rabbi şanın ne yüce” diyor. Allah bölüm bölüm göstertiyor. Amerika’yı ayrı gösteriyor, Almanya’yı ayrı gösteriyor. Mahallelere, sokaklara her yere zoom yapılıyor ahirette. Tek tek hepsini görüyor insanlar, Allah’a hamd ediyorlar. Seyredilen budur. Ondan sonra bitiyor. Zaten çok kısa sürüyor kıyamet. Budur, hepiniz göreceksiniz dediği bu, inşaAllah.
“Allah bizleri cehennemden korusun, cennet nasip etsin.”
Cenab-ı Allah müminleri cennete koyacak. Mümine cehennem haramdır. Mümkün değil cehenneme girmez. Cehennemi de televizyon ekranı gibi seyrediyor müminler istediğinde. Nasıl biz televizyonda istediğimizde istediğimiz kanalı açıyoruz, istediğimiz görüntüyü görüyorsak, o şekilde görürüz. Ama kıyameti bütün melekler, bütün insanlar, bütün ervah, cennet ehli hepsi görürler, inşaAllah. Öldüğünde insan, bu görüntü flu gelir. Net, emin, samimi olarak inanır rüya olduğuna. Alenen rüya, kaliteli bir rüya gibi. O uyandığında, asıl hayat olarak onu görür. Biz nasıl uykudan uyandığımızda asıl hayat bizi şaşırtıyor “ne kadar net, uyku ne kadar flu” diyoruz. Ölen de bu hayatını rüya gibi görüyor, halbuki o da rüya. O da öyledir ama onu öyle görür. Fakat madde vardır. Madde görüntü olarak vardır. Bir varlığı vardır görüntünün. Görüntü bir şeydir. Ama mutlak varlık değildir. Dışarıda kainat bu şekilde var, inşaAllah. Fakat mutlak varlık değil. İnsanların zannettiği gibi böyle taş gibi o, o şekilde değil. İmam-ı Rabbani hazretleri çok güzel açıklıyor Mektubat’ında.
Rabbimiz, elhamdülillah bizi böyle harika yaratmış. Maddeyi çok ilginç yaratmış, fizik kanunları ilginç, kimya kanunları ilginç. Cennette fizik kanunlarını kaldırıyor yeni kanunlar var. Açıklaması yok. İç organlar yok. İç organ olmadan insan yaşar mı? Yaşıyor. Oksijen ihtiyacı yok insanın. Kolu bacağı kopmuyor. Mesela fizik kanunlarına göre kopması lazım bir şeye çarptığında, hiçbir şey olmuyor, inşaAllah. Üzülmüyor. Tedirgin olmuyor. Hücre ölümlü değil, hücre ölmüyor. Normalde hücre ölüyor, ahirette ölmüyor, hiçbir şekilde ölmüyor.