DİDEM ÜRER: Avrupa Birliği’nden, ekonomik kriz nedeniyle kopuşlar başlayabilirmiş Hocam. İspanya, İtalya, Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesimi tamamen iflas etmişti. Fransa iflasın eşiğindeymiş. İngiltere Başbakanı Kamerun da; “Birlikten çıkabiliriz, Avrupa Birliği’nden ayrılmak dünyanın sonu değil. Bunu halka sorabiliriz” düşüncesindeymiş. Merkel de; Birlikten çıkmanın bir alternatif olabileceği görüşü taşıyormuş. Ahmet Kekeç tüm bu bilgileri verdikten sonra,“dünya çapında ekonomik krizin, özellikle Avrupa’da gittikçe derinleştiğini” yazmış.

ADNAN OKTAR: Şimdi onlar Avrupa Birliği’nden çıkınca ekonomik yönden iyi dengeleneceklerini ve toparlanacaklarını düşünüyorlar. Mahvolurlar o zaman, yani hiçbir şeyleri kalmaz. Avrupa Birliği’nin şu anki özelliği; ye, iç, yat, çık sokakta sükse yap. Yöntem bu. Yani üretim yok, sanat yok, bilim yok, estetik yok, hiçbir şey yok. Hayatları kaymış vaziyette. Hayatlarının da bir gayesi yok. Boş oldukları için, Allah’a inanışları zayıf olduğu için, bir ülküleri, idealleri olmadığı için hayat bomboş geliyor. Ne bir fabrika açmak istiyorlar ne sanayiye yatırım yapmak istiyorlar, ne sanat çalışması. Mesela adam oturup bir tablo yapmaz. Çok basit tablo yapıyor, onu da satmaya kalkıyor. Onu da kimse almıyor. Heykeltıraş betondan çok uyuz, çok gıcık heykeller yapıyor. Rezalet tarzında, blok böyle çok berbat, itici şeyler yapıyorlar. Millet de tabii enayi değil, para vermiyorlar. Gıdada öyle, tekstilde öyle. Mesela gömlek yapıyor, bir şey yapıyor çok basit, ucuza mal edilmiş, sanatsız, estetiği olmayan, onlar da satılmıyor. Herkes o zaman en ucuzunu, en sıradanını almaya kalkıyor. Hayat gittikçe boğulmaya başlıyor. Dolayısıyla büyük bir belanın içine girdiler. Mehdiyet’in dışında hiçbir şekilde kurtulamazlar. Hz. İsa Mesih (a.s) ve Hz. Mehdi (a.s), Şiloh. Biz denemek istiyoruz diyorlarsa, denesinler, birkaç sene daha denesinler ama sonra Mehdiyet’e teslim olacaklar, İttihad-ı İslam’a teslim olacaklar.