AYLİN KOCAMAN: Kovulmuş şeytandan Allaha sığınırım. Tevbe Suresi, 67. ayet; “Münafık erkekler ve münafık kadınlar, bazısı bazısındandır; kötülüğü emrederler, iyilikten alıkoyarlar.”

ADNAN OKTAR: Onların görevi de tam tersi. Şimdi münafıklar da faaliyette. Ne yapıyorlar? Onlar da kötülüğü emrediyorlar. Namaz kılan adama bir laf ediyor, oruç tutan adama bir laf ediyor, Müslümanlara hakaret ediyor, Allah’ın emri olmayan şeyi varmış gibi gösteriyor, var olanı söylemekten kaçınıyor. Onun görevi de üçkağıtçılık. O da ahlaksızlığın propagandasını yapıyor, vicdansızlığın propagandasını yapıyor. Kuran’ın hükümlerini değiştirmekle görevli münafıklar da. Allah ne derse tersini yapmakla görevli münafıklar. Onlar da onun tebliğini yapıyorlar. Mümin de Kuran’ın hakkını veriyor, Kuran’daki hükümleri anlatıyor. Onlar da tebliğ yapıyor, münafıklar tebliğ yapıyorlar. Zaten oradan, televizyonlardan şu an yapmıyorlar mı zaten? Yapıyorlar. Müminler ne yapıyor? Onlarda karşı tebliğ yapıyorlar. Kuran’ın mucizelerini, Kuran’ın hakikatlerini, iman hakikatlerini, Kuran’ın güzel hükümlerini insanlara anlatıyorlar ve putları kırıyorlar. Darwinizmi, materyalizmi yerle bir ediyorlar, inşaAllah.

AYLİN KOCAMAN: “Ellerini sımsıkı tutarlar. Onlar Allah'ı unuttular; O da onları unuttu. Şüphesiz, münafıklar fıska sapanlardır.”

ADNAN OKTAR: Allah unutuyor, Allah’tan hiç bahsetmez münafıklar.

AYLİN KOCAMAN: Tevbe Suresi, 44-45-46. ayetler; “Allah'a ve ahiret gününe iman edenler, mallarıyla ve canlarıyla cihad etmekten (kaçınmak için) senden izin istemezler.”

ADNAN OKTAR: Münafık ne yapıyor? Kaçacak yol arıyor. Malıyla, canıyla, yani bizzat vücuduyla, aklıyla, gençliğiyle İslam’ı tebliğ etmemek için bahane arıyor. “Peygamber (s.a.v) görevliydi” diyor. Peygamber (s.a.v). “Bize ne, bizi ilgilendirmez” diyor. Bak, ayette Cenab-ı Allah böyle münafıklara işaret ediyor. Bir daha oku.

AYLİN KOCAMAN: “Allah'a ve ahiret gününe iman edenler, mallarıyla ve canlarıyla cihad etmekten (kaçınmak için) senden izin istemezler.”

ADNAN OKTAR: Bahane yok, bahane yok. Bahane hiç aramasınlar. Açıkça söylesin istemiyorsa. İman etmiyorsa zaten ayrı mesele; “ben iman etmiyorum” der, Allah esirgesin, yapmayabilir.

AYLİN KOCAMAN: “Allah takva sahiplerini bilendir Senden, yalnızca Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, kalpleri kuşkuya kapılıp, kuşkularında kararsızlığa düşenler izin ister. Eğer (savaşa) çıkmak isteselerdi, herhalde ona bir hazırlık yaparlardı. Ancak Allah, (savaşa) gönderilmelerini çirkin gördü de ayaklarını doladı ve; "(Onlara) Siz de oturanlarla birlikte oturun" denildi.”

ADNAN OKTAR: Savaş değil, tebliğe. Tebliğe, yani İslam’ı yaymaya, yani cehde. O kıtal ayrıdır. Adamın niyeti yok, gitmek istemiyor. Oturmaya meraklı bunlar da. Evlensin, yesin, içsin.

AYLİN KOCAMAN: Tevbe Suresi, 81; “Allah'ın elçisine muhalif olarak (savaştan) geri kalanlar oturup-kalmalarına sevindiler ve Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad etmeyi çirkin görerek: "Bu sıcakta (savaşa) çıkmayın" dediler. De ki: "Cehennem ateşinin sıcaklığı daha şiddetlidir." Bir kavrayıp-anlasalardı.”

ADNAN OKTAR: Bir kısmı da, “bu ayetler o zamana ait” diyor. Ayetler kıyamete kadar geçerlidir. Kuran ayetleri, kıyamete kadar geçerlidir.

AYLİN KOCAMAN: Tevbe Suresi, 86, 87, 88. ayetler; “"Allah'a iman edin, O'nun elçisi ile cihad etmeye çıkın" diye bir sûre indirildiği zaman onlardan servet sahibi olanlar, senden izin isteyip: "Bizi bırakıver, oturanlarla birlikte olalım" dediler. (Savaştan) Geri kalanlarla birlikte olmayı seçtiler. Onların kalpleri mühürlenmiştir. Bundan dolayı kavrayıp-anlamazlar. Ama Resul ve onunla birlikte olan mü'minler, mallarıyla ve canlarıyla cihad ettiler; işte bütün hayırlar onlarındır ve kurtuluşa erenler onlardır.”

ADNAN OKTAR: Malıyla ve canıyla. Malıyla mesela kitap alıp dağıtıyor. Bir yere gidiyor, araba parası veriyor. Yine orada CD dağıtıyor, konferans yapıyor. Malıyla ve canıyla, inşaAllah.