ADNAN OKTAR: Bakın, Bediüzzaman Kastamonu Lahikası, 53’te ne diyor: “Bir rivayette,” bir hadis-i şerifte, “deccal dünyayı zapt eder.” Dünyayı alır. “Manası;” açıklıyor Bediüzzaman, "ekseriyet-i mutlaka,” yani insanların ekseriyeti, yüzde 99, “ona taraftar olur demektir.” Bakın, şimdi ne diyor: “Şimdi de öyle oldu.” “Ben deccaliyeti öldürdüm, bitirdim” demiyor Bediüzzaman. “Deccal dünyayı zapt etti, şimdi de öyle oldu” diyor. Eğer Bediüzzaman Hz. Mehdi (a.s) olsa, “deccal dünyayı zapt eder, ekseriyet-i mutlaka ona taraftar olur. Ben de geldim, bu sistemi yıktım” derdi Bediüzzaman. Oradan Hz. Mehdi (a.s) olduğunu anlardık. Ne diyor? “ekseriyet-i mutlaka ona taraftar olur demektir. Şimdi de öyle oldu” diyor. “Deccal dünyayı zapt etti” diyor. Hani Bediüzzaman Hz. Mehdi (a.s)’dı? “Dünyayı zapt etti” diyor. Hz. Mehdi (a.s)’a bırakıyor onun yok edilmesini ve Hz. İsa Mesih (a.s)’a bırakıyor.

“Evet, hadis-i şerifin ifadesiyle Hazret-i İsa Mesih (a.s)’ın semavi nüzulü,” gökten inişi, “kat'î olmakla beraber,” yani bizzat Hz. İsa (a.s)’ın semavi nüzulü kat'î olmakla beraber, “mana-yı işârîsiyle başka hakikatleri ifade ettiği gibi,” “başka hakikatlere açıklama yapıyor” diyor, “fakat zahir manası kati” diyor. “Hz. İsa Mesih (a.s)’ın inişi katidir” diyor. “Bu hakikate de mucizâne işaret ediyor.”

“Bu hakikate binaen, bu şehre bir kutub, bir Gavs-ı Azam gelse, ‘seni on günde velayet derecesine çıkaracağım’ dese, sen, Risale-i Nur’u bırakıp onun yanına gitsen, Isparta kahramanlarına arkadaş olamazsın” diyor Bediüzzaman. Yani “sakın başka tarikatlara girmeyin” diyor. Hakikaten o zaman dikkatleri dağılır, Risale-i Nur’a hizmet edemezler. Çünkü iki cemaati birden götüremeyecekleri için, Bediüzzaman men etmiş başka tarikatlara girmelerini. Ama biz de bir mahsuru yok. Ben Şeyhimiz, Sultanımıza kalben derin bir aşkla bağlıyım, Şeyh Nazım Kıbrisi Hazretlerine. Ama aynı zamanda Nur talebesiyim. Biz iki kanatlıyız, maşaAllah. Bir kanadımız Bediüzzaman’da, bir kanadımız Şeyh Nazım Hocamızda, inşaAllah.