ADNAN OKTAR: Türkiye kendi gücüne güvensin. Ne Şanghay’dan bir şey çıkar bize, ne Avrupa Birliği’nden çıkar, ne oradan ne buradan. İslam ülkelerine hadimlik yaparak, sevgiyi coşturarak, insanların ruhundaki o kasılmayı açarak, insanların ruhu mahvoldu, yani kasıldı. Sevgiye insanlar aç ve müştaklar. Sevgisizlikten kavrulmuş ota döndü, insanların büyük bir bölümü. Bol bol su gibi sevgiyi verip, bir kalplerini ferahlandırmak lazım. Her yerden şiddeti anarşiyi kaldırıp, korkuyu kaldırıp, dehşeti kaldırıp güvenliği getirerek, adaleti getirerek, bir ferahlık meydana getirmek lazım. İslam ülkeleri mazlum, ezile ezile perişan oldular. Türkiye zaten böyle büyüklük peşinde değil. Osmanlı döneminde, Osmanlı büyük olduğunu hissettiriyordu, “ben büyüğüm, bana tabi olacaksınız” diyordu. İşin doğrusu o. “Ben ki ben, sen ki” diye o şekilde bir üslup vardı. Ben ki ben yok artık. Tabii Osmanlı’nın iyi yönleri çok fazla ama eksik, hatalı yönleri de var. O yüzden de zaten kaybettiler.
Mesela benim canı gayri Müslim ama dünyalar tatlısı, şeker, bal, pamuk, ne tatlı insan. Ukrayna, Litvanya, Rusya çok güzel insanların bulunduğu yerler. Oralarda da ürkünç bir hayat var. Mesela Putin’e sahip çıkılsa, Türkiye dese ki, “biz seni destekliyoruz” Putin’in eli acayip güçlenir. 70 milyon arkasında destekçi, koskoca bir güç, acayip rahatlar. Çok daha güzel icraatlar yapacaktır. Dine sahip çıkma eğiliminde Putin, dine sahip çıkan bir insan. Din yayılsın, dinle devlet iş birliği yapsın, hep bunu söylüyor, hep sevgi olsun, barış olsun, kavga olmasın. Ama tabii Rus milletini korumak istiyor. Tabii ki insan kardeşlerini, annesini, babasını korur. Ama biz de koruruz, biz de seviyoruz Rusları.