DİDEM ÜRER: Sayın Bahçeli, geri çekilme süresinde güvenlik güçlerinin mutlaka müdahale etmesinin gerektiğine yönelik şöyle bir açıklama yaptı: “PKK bir cinayet şebekesidir. Bu itibarla hiçbir örgüt militanının bir şey olmamış gibi sınırlarımızdan elini kolunu sallayarak çıkıp gitmesi, buna da güvenlik güçlerimizin sesiz, tepkisiz ve ilgisiz kalması söz konusu olmayacaktır. PKK’lı militanların görüldükleri yerlerde, etkisiz hale getirilmeleri veya yakalanmaları, en başta hükümetin Türk milletine şeref ve namus borcu olarak değerlendirilmelidir” dedi.
ADNAN OKTAR: Çıkmaları çözüm değil. Onu aylar önce söyledim. Adam çıkar, tatile de gidebilir. “Şöyle bir hava alalım” der. “Hakikaten yıllardan beri dağdayız, şöyle bir dinlenelim kendimize gelelim, bir kuvvet bulalım” der, “teorik, pratik biraz eğitim yapalım, yeni gençler dağlara çıksın. Onlar kadrosuzluk nedeniyle çıkamıyorlar dağa, hem dağa çıkarlarsa gücümüz dağlarda daha da artmış olur, bir süre sonra dayatmalarımızı kabul etmezlerse-ki, zaten kabul edilecek gibi değil söyledikleri- onlar içeriden biz dışarıdan yeniden bastırırız.” Kafaları bu. Mehdiyet’in dışında bir çözüm olmadığını Allah yine gösteriyor. Polisiye tedbirle olmaz. Şimdi sen desen ki, “PKK çıkarken, polis sizi yakalayacak.” Adam, polisle çatışmaya girer o zaman veyahut kaçar. Çıkacaksa da gizli çıkar. Bile bile böyle bir şeyin içine girmez. Polisle çatışma, askerle çatışmayla netice alınmış olsa, otuz yıl içerisinde alınırdı. Adamlar gittikçe gelişti.
Bakın, Bediüzzaman diyor ki: “Gittikçe tevessü eder gelişir” diyor. Ama ne zaman? “İkna ve telkin kabiliyeti geliştikçe bu taun da” diyor komünizm için, tevessü eder gelişir. Buna karşı ancak Kuran hakikatleriyle karşı konulabilir” diyor. Yani Kuran mucizeleri, iman hakikatleri ve fen ve felsefeden tevellüd eden cereyanı nemrudanenin yine fen ve felsefeyle durdurulması. Bediüzzaman, Hz. Mehdi (a.s)’ın birinci vazifesi bu diyor. Evet.
DİDEM ÜRER: Emre Uslu da geçen gün dağa çıkışların arttığını yazmıştı; “PKK, ‘bölgede biz kazandık, öz savunma gücü olarak geri döneceğiz’ diyerek, yeni gençleri etkiliyor ve dağa çıkışları hızlandırıyor” diye söylemişti.
ADNAN OKTAR: Her üniversitede, büyük bir kitle olarak komünist öğrenciler var PKK’lı. Hep ayrı bunlar bak, PKK’lı ayrı. Marksist, Leninistler ayrı, Maocular ayrı. Yani klasik sağ söylemlerle, işte “ananızın çorbasını için, babanızın sıcak evinde oturun, gelin size marş ezberleteyim” bununla netice alınmaz. Kahramanlık şiirler söylemeyle de netice alınmaz, klasik sağ demagojiyle de netice alınmaz. Geçici olur, yani üç beş aylık bir faydası olabilir. Ama gerçek anlamda netice alınmaz.