DİDEM ÜRER: Hocam, bazı kardeşlerimizin sınavları başlayacakmış, sizden dua istiyorlar.
ADNAN OKTAR: Ne şekerler. Sınavda en önemli şey; heyecanlanmamak. Ben üniversite imtihanına gitmiştim; elim cebimde, gayet sakin. Tabii, tavsiye etmem, öyle yapmayın da, geç kaldım kapıda; “bu nedir? Giremiyor muyuz?” dedim. “Geç kaldınız Hocam” dediler. “O zaman” dedim, “ne yapacağız? Geri mi döneyim?” dedim. “Yok, gelebilirsiniz” dediler. Müthiş rahatlığımdan dolayı öğrencilerde bir heyecanlanma oldu. “Bruce Lee gibi bu herhalde Hocamız” gibisinden, “herhalde bayağı bir şey yapacak. Bize yardım eder misiniz?” gibi bir hal oldu. Otuz puan birden taşmıştım. Felsefeyi yazmıştım birinci tercih olarak, otuz puan üstünde gelmişti. Hiç heyecanlanmamak çok önemli. Allah yazdırır, inşaAllah. Çok rahat olmak lazım. Genel kültüre çok önem vermek lazım. Genel kültür çok iyidir. Ben mesela hiç çalışmamıştım üniversite imtihanına, genel kültürle girdim. Hep bildiğim konular, maşaAllah. Allah onlara zihin açıklığı versin. Okullarını Allah’a adasınlar. Kendilerini Allah’a adasınlar. “Ya Rabbi, ben tahsil yapıp dünyaya kendimi gark etmeyeceğim. Benim amacım, Senin rızan” desinler. “Ben okulumu, mesleğimi Sana adadım Ya Rabbi. Senin için yaşayacağım, Senin için öleceğim. İbadetlerim, ölümüm, dirimim Alemlerin Rabbi Allah içindir.” Ayet. Şeytandan Allah’a sığınırım. Rabbimiz’e kendisini armağan edecek. “Ya Rabbi ben Sana kendimi hibe ettim” diyecek. “Hayatımı, gençliğimi, her şeyimi Sana hibe ettim. Bana başarı ver Ya Rabbi.” Başarısız olursa da, onda hayır görecek. Mesela ben 1977’de İstanbul’a geldim ama imtihana girmek bana nasip olmadı 77-78 döneminde. Ama 78-79 döneminde gelmem gerekiyormuş. O dönemde geldim, okulu üçüncü kazandım. O, kader. Cenab-ı Allah’ın kaderi.