ADNAN OKTAR: Sevgi bir kere çok güzel bir şey, zaten nefse hoş geliyor. Kuran’ın yeterli olması, sen daha ne istiyorsun? Bir tane Kitap var, o da yeterli oluyor. Daha ne istiyorsun? Ne güzel sade bir din, kolay bir din, kolay yaşayacağın bir din. Niye çelişki arıyorsun? Sade bir din. Allah diyor ki; “sana Kuran’dan soracağım” diyor “ahirette.” Sen Kuran’dan ne anladıysan, onu yaptığında sen kurtulacaksın. Bu kadar. Allah’ın sözü var, diyor; Kuran’dan anladığınızı yapın, samimi olarak yapın, sadece Kuran’dan size soracağım, kurtulacaksınız diyor. Daha ne istiyorsun? “Ve birbirinizi sevin” diyor, sevgi zaten zevkli bir şey. Daha ne istiyorsun? Samimi olun diyor. Beni sevin diyor Allah. Ne kadar zevkli, ne güzel, ne hoş. En büyük nimet değil mi Allah’ı sevmek? Tabii. Samimi olmak ne güzel ferahlık, ne hoş. Bunu yapın kurtulacak, kurtulur. Yani formül bu. Karmaşık bir şey yok. Bunun yaptıklarında kurtulurlar diyor. Yani eğer kurtulmazlarsa gelip bana söylesinler. Derhal kurtulurlar. Hemen üstlerindeki bela kalkacak. Kuran yeterli diyecekler, sevgiye ve samimiyete bütün güçleriyle ehemmiyet verecekler konu bu. Bu kadar. Belayı o zaman Allah kaldırır. Egemen güçlere sahip olanda, Allah’tır. Yani illümünatiye de hakim olan Allah’tır, masonluğa hakim olanda Allah’tır. tapınak şövalyelerine hakim olanda Allah’tır, gülhaç teşkilatına da, derin dünya devletine hakim olanda Allah’tır. Amerikan derin devletine, Rus derin devletine hakim olanda Allah’tır. Gariban, zavallı insanlardan oluşuyor bu insanlar. Çok kolaydır, biranda dönerler. Sadece bu yapılacak. Kuran’ın yeterliliğine inanılacak, samimi olunacak ve coşkun bir sevgiyle Allah’ı sevecekler, o kadar. Allah’ın Kitabı’nın yeterliliği kabul edilmezse, samimiyet kabul edilmezse, Allah’ı aşkla sevme kabul edilmezse, devam eder. Eğer çok samimi olurlarsa, Allah’ı aşkla severlerse zaten Hz. Mehdi (a.s)’ı bulurlar. Sevgisizlikten Hz. Mehdi (a.s)’ı bulamıyorlar. Samimiyetsizlikten Hz. Mehdi (a.s)’ı bulamıyorlar. Çünkü nasıl Peygamber Efendimiz (s.a.v)’i adamlar niye göremedi? Samimi değillerdi, sevgisizdiler. Sevenler nasıl buldu? Samimi olanlar nasıl buldu? Bakar bakmaz hemen Peygamber diyorlar, bakar bakmaz. Mesela Hristiyan Rahipler geliyor bakıyor yüzüne; “mümkün değil bu yalancı olamaz” diyor. Bak ters mantıktan gidiyor bir kısmı. Yüzüne bakıyor diyor ki; “çok temiz yüzün, çok nurlu, yalancı diyorlar ama mümkün değil yalan söylemez, doğru bir insan bu” diyor. “Doğru olduğuna göre Peygamber o zaman” diyor. Dedikleri bu. Yani “yalana ait hiçbir ifade yok yüzünde” diyor. Çünkü nur gibi yüzü ve çok efendi, bayağı dürüst. Çünkü yalancının gözü bir oynar, bir şeyler olur, yüzünde bir karalık olur, bir şey olur. Alabildiğine dürüst. Binlerce kişi, sırf Peygamberimiz (s.a.v)’in yüzüne bakıp iman etmiştir. Bakıyorlar, “mümkün değil, kesinlikle” diyorlar. Yani o kadar efendi, o kadar dürüst ki yüzündeki ifade. Çocuk masumluğu var, kesin Peygamber diyorlar. Dediğinin yalan olması imkansız, inşaAllah. Zaten adı Muhammed-ül Emin’di Peygamberimiz (s.a.v)’in. Emin olan kişi. Asla ömründe hiç yalan söylememiş, söylemiyor yalan. Ne kadar mecbur olursa olsun söylemiyor. İllaki dürüst doğru konuşuyor.