DİDEM ÜRER: Hocam, Müslüman’ın zengin olması Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in güzel zengin bir hayat yaşaması konusunda genelde sorular geliyor.
ADNAN OKTAR: İşte şimdi anlattım, Hz. Mehdi (a.s) döneminde herkes zengin oluyor. Çünkü “savaş ağırlıklarını bırakır” diyor. Yani tank, top, askeri uçaklar, askeri kariyerler, istihkamlar, askeriyeye yatırım yapılmıyor. Bütün harcamalar, sadece insanların iyi olması için. Hep insanların huzuru için, güzelliği için, yiyeceği, içeceği, giyeceği, eve, ne ise ihtiyacı olan insanın, acil ihtiyacı olan şeyler onlara yatırım oluyor. O yüzden mal müthiş çoğalıyor Hz. Mehdi (a.s) devrinde. Ama kardeşlerimiz tabii Müslümanlığı hep böyle “bir hırka, bir lokma, kırk lokma yersin bir hırkayla yatarsın, yerde yatarsın, perişan olursun, Peygamberimiz (s.a.v) karnına taş bağlardı, aç gezerdi” inançları bu olduğu için, bu sistemle de zaten İslamiyat’i yok etme aşamasına getirmişler. Bu çok kurnazca bir yöntem. Yani karşı tarafın kullandığı kurnazca bir yöntem. Çünkü böyle bir fakirlik politikasında sanat da gelişmiyor, bilim de gelişmiyor, teknoloji de gelişmiyor. Müslümanlar hep fakir olduğu için, askeri yönden de zayıf oluyor ve herkese esir olmak konumunda kalıyorlar. Gelen vuruyor, giden vuruyor. Bütün İslam ülkeleri fakir o yüzden. Çünkü zenginlik esas alınmıyor. Kalite esas alınmıyor. Estetik, güzellik esas alınmıyor. Sanata ve bilime, zenginliğe, kaliteye kapalı bir sistem oluştuğu için her ülkenin, herkesin rahatça ezebileceği güçsüz bir toplum oluşuyor. Bu da hakikaten çok kurnazca bir yöntem. Müslüman işte toprakta yerde yer, işte perişan hayat yaşar. Bir hırkası vardır. Aç gezer günlerce. Peygamberimiz (s.a.v)’i de öyle gösteriyorlar. Peygamber (s.a.v) bak “karnında taşla gezerdi” diyor. “Sancırdı açlıktan karnı, taş bağlardı karnına” diyor “ve eşleri de öyleydi” diyor. Ve sahabelere de hakaret etmiş oluyorlar. Sahabeleri de egoistlikle, bencillikle suçluyorlar. Yani Peygamber (s.a.v) o kadar eziliyor, o kadar açlık çekiyor, fakat sahabeleri bu ingilendirmiyor. Onlar zenginlik, rahatlık içinde yaşarken, güzel yemekler yerken, Peygamberimiz (s.a.v) açlıktan kıvranıyor. Fakat sahabeler bunu seyrediyor, görüyor, fakat haşa gaddarca ve acımasızca, hatta sadistçe bir bakış açısıyla Peygamber (s.a.v)’e yardımcı olmuyorlar. Böyle bir mantık geliştiriyorlar. Buna da inanıyor adamlar. Bunun sonucunda da çok rahat ezilebilen, insanların nefret ettiği, kalitesiz, sanattan estetikten uzak, güzellikten uzak bir kısım bağnaz Müslüman modeli oluşturuluyor. Bunu ezmek de karşı taraf için çocuk oyuncağı oluyor. Yani çok az bir kuvvetle, çok rahat ezebiliyorlar o zaman Müslümanları. Bu bir kurnazlıktır.
Peygamberimiz (s.a.v) dedikleri gibi fakir değildi. Allah ayette diyor “Cenab-ı Allah, seni fakir bulup zengin etmedi mi?” diyor ayette. Mesela diyor ki Buhari’de Peygamberimiz (s.a.v)’in bak sadece bir insana “adamın biri peygambere gelip istek ve yardım talebinde bulundu. Peygamber de o kişiye iki dağın arasını dolduracak kadar koyun verdi” Buhari’de. Hani yoktu malı? Kendi malından veriyor. Bak “iki dağın arasını dolduracak kadar” vadiyi dolduracak kadar koyun veriyor, bir kişiye sadece. Sahabe Muhayrik’in vasiyeti üzerine “Peygamberimiz Efendimiz (s.a.v)’e kalan mülk Bisab, Safiye, Delal, Hüsna, Avaf, Bürka ve Meşrebe adlarını taşıyan yedi bahçe ve bostan” Peygamberimiz (s.a.v)’in malı. Hani fakirdi Peygamber (s.a.v)? “Fedek arazisinin yarısı,” Fedek uçsuz bucaksız arazi kilometre kare hesabıyla. Ümmül Kuran’ın üçte biri, Hayber’den kendisine düşen beşte biri olan payı ve Ben-i Nadir’de bir kale olan arazi. Ben-i Nadir’de bir kale olan arazi. Bunların tamamını Peygamberimiz (s.a.v) sonra Müslümanlara tasadduk ediyor, kendine mal olarak düşen. Tırmızi’de. Resulullah (s.a.v)’e ait mallar; “Medine yakınındaki hurmalıklar, Hayber hurmalıkları, Fedek hurmalıkları” Sahih Buhari’de geçiyor. Tecril Sahih 1288 no’lu hadis. Hani yoktu malı Peygamber (s.a.v)’in? Hani açlıktan kıvranıyordu? “Hiçbir şeyi yoktu” diyor. “Bir Yahudi’ye zırhını emanet vermişti” diyor. “Rehin vermişti” diyor. Peki buradaki açıklamalar ne? Medine yakınındaki hurmalıklar, Hayber hurmalıkları, Fedek hurmalıkları Peygamberimiz (s.a.v)’in. Resulullah (s.a.v) veda haccı öncesinde kendi malından, kendi hazinesinden yüz deve kurban kestirmiş. Yüz deve, hani fakirdi Peygamber (s.a.v)? Hani açlıktan kıvranıyordu. Hatta bir kısmını bizzat kendi kesmiş, bir kısmını damadı Hz. Ali’ye kestirmiş. Buhari, Es-Sahih, Kitab-ul Hac 121 122, Tedrici hadis numarası 829, Müslim Es-Sahih Kitab-ul Hac 348-349 hadis numarası 1317. Müslümanları yalanlarla kandırıyorlar. Allah, bunlara hidayet versin.
Peygamber