CEYLAN ÖZBUDAK: Yakışıklı sevgilimin programına başlıyoruz, inşaAllah. Buyurun aşkım.
ADNAN OKTAR: Evet, Şeyhimiz Sultanımız, dünyanın en tatlı Şeyhi. Dün doktorlar gitti, kardeşlerimizle beraber, profesörler muayene ettiler Şeyhimizi, aslan gibi, maşaAllah. İhvan olan bir doktor vardı, o da ayrıca dinlemiş Şeyhimizi “son ayların en iyisi” demiş, maşaAllah. Meşhur devriyesine çıkmış. Şeyhim bana neler gönderdi neler. Bak, taze hurma, kendi bahçesinin limonları ve çeşit çeşit hediyeler bir tane iki tane değil. Seylan çayları neler neler. Birde Şeyhim bana kendi hırkasını göndermiş. O can, can dünya tatlısı. “Oğlumun himmeti ve duasıyla böyle sağlıklıyım” demiş, Şeyhimiz. “Sultan çıkacak, İstanbul’dan çıkacak” demiş. Son zamanlarda öyle diyor. “Sultan çıkacak, İstanbul’dan Sultan çıkacak” diyor, maşaAllah.
Hz. Mehdi (a.s) sevgisi, Hz. Mehdi (a.s) muhabbeti, ta çocukluğundan beri Şeyhimizde var. Allah, ona uzun ömür veriyor, bereket veriyor, onur veriyor, herkes seviyor. Ne kaybediyor, Hz. Mehdi (a.s)’ı sevmekle ne kaybediyor? Ve ne çok şey kazanıyor, sevgiyi kazanıyor, muhabbeti kazanıyor, en başta Allah’ın rızasını kazanıyor. Bütün Müslümanlar seviyor, Allah bir nur güzellik veriyor. Hz. Mehdi (a.s) muhalifi olanlarda, hep bir bereketsizlik, hep bir noksanlık, eksiklik hissediliyor. Uğurları gidiyor, Allah üzerlerinden uğuru alıyor, bir garip oluyorlar.
Evet, dinliyorum.
DİDEM ÜRER: Birleşmiş Milletler Genel Kurul Toplantıları için hafta sonu New York’ta bulunan Cumhurbaşkanı Gül; “Güçlü etkin ve güvenilir Birleşmiş Milletler hepimizin ihtiyacıdır. Günümüzün küresel gerçeklerine hazırlıklı bir Birleşmiş Milletler’e ihtiyaç duyuyoruz” dedi. Ve “güvenlik konseyinin tepkisiz kalmasının saldırgan rejimleri cesaretlendirdiğinin bilincinde olmalıyız” dedi.
ADNAN OKTAR: Güzel söylemiş de, bakalım bir değişiklik olacak mı. Baya güzel konuşması.
DİDEM ÜRER: Hocam, bir de şöyle söyledi: “Masumların nasıl öldürüldüğünün değil, öldürülmesi üzerine odaklanmalıyız” dedi, kimyasal silahlarla ilgili.
ADNAN OKTAR: MaşaAllah, başından beri söylediğimiz bu önemli konu ilk defa ben söyledikten sonra gündeme gelmeye başladı. Daha önce, öldürme şekillerine onlara bir ses çıkarmıyorlardı. “Kimyasal öldürmeyi kabul etmiyoruz” diyorlardı. Ben söyledikten sonra, bütün öldürme çeşitlerinin çirkin olduğu savunulmaya başlandı. Bu çok güzel bir gelişme, maşaAllah.
Evet dinliyorum.
DİDEM ÜRER: Dün Mustafa Sarıgül’le görüşmek istediğini söyleyen bir kişi Şişli Belediye binasına silahlı baskın düzenledi. Rastgele ateş açan saldırgan iki kişiyi de rehin aldığı bildirildi. “Sarıgül gelmeden memurları bırakmam” dedi. Sonra müzakereci polisler tarafından ikna edilip, gözaltına alındı.
ADNAN OKTAR: Delidir o. Öyle meczupları bulup bulup gönderiyorlar. Yani biraz da karanlık tabii. Evet.
DİDEM ÜRER: Esad rejimine ait savaş uçakları camileri bombalamaya devam ediyor Hocam. Dün Hama’da Alhuwaiz Köyü’ndeki bir cami bombalandı ve bir çok insan hayatını kaybetti.
ADNAN OKTAR: İşte, alimler hocalar ne diyor? “Hiç bir şey yok, gayet güzel huzurluyuz, ahir zamanda da değiliz” diyorlar. “Ahir zamana daha çok var” diyorlar. “Rahat olun” diyorlar. Yani “nasıl rahat olur?” “Bir tane Müslüman kalmayınca kurtuluşa erersiniz” demeye getiriyorlar. Bir kısmının kafası bu gibi. Bir de bunları dinliyorlar, inanılır gibi değil. Mesela Bediüzzaman açık açık, Hz. Mehdi (a.s)’ın geleceğini söylüyor, tarihini veriyor, adam gevrek sesle çıkıyor, “yok böyle bir şey, size öyle geliyor. Allah Allah ben de az kalsın öyle anlayacaktım” diyor. “Ne güzel böyle zeki insanların olması. Biz fark edemiyoruz siz bize fark ettiriyorsunuz ne güzel söyledin” diyor. “Ben de gelecek zannettim” diyor, oradaki anlatımla” diyor. Gelecek diyor açık açık. “Yok öyle olur mu, orada gelmeyecek diyor” diyor. “Ben yanlış anlıyorum o zaman” diyor. Allah akıl-fikir versin. İnanılır gibi değil. Ahir zamanın bu kadar harika olması ve bu yönde de harika meydana gelmesi çok şaşırtıcı.
Evet, dinliyorum.
DİDEM ÜRER: Esad, şimdi Çin televizyonuna verdiği röportajda, Suriye’de onlarca senedir kimyasal silah üretildiğini ve ülkesinde çok sayıda kimyasal silah olduğunu söyledi. Esad, muhalif grupların bölgedeki bazı ülkelerden emirler aldığını ve inceleme yapmak isteyen uzmanları engelleyebileceğini hatta bu konuda da hükümeti suçlayabileceğini iddia etti.
ADNAN OKTAR: Esad’ın aklına bir şey oldu herhalde. Kimyasal silahı sen imal ettiğini söylemiyor musun? Adamlar zaten onun için geliyorlar. “Ben yapıyorum” diyorsun zaten. Adam da öldürüyorsun. “Engellerler” diyor. Engellenecek, incelenecek de bir şey yok. Adam zaten “yapıyorum” diyor, daha