ADNAN OKTAR: “Şunu yapacağım, bunu edeceğim.” Kardeşim bir “inşaAllah” de. Kuran’da bu açık bir hüküm olarak belirtilmiş. Allahualem de. “Mesaj açık.” Kesin hüküm olmaz, Müslüman öyle konuşmaz. Allahualem diye, inşaAllah diye konuşur. Çünkü kaderde olacak olayları biz bilemeyiz. Bir kere insanlar ölümlü. Kendisi ölebilir, bir başkası ölebilir, bir başkası ölebilir. Birçok şey değişebilir veyahut bambaşka insanlar olabilir, başka şeyler olabilir veyahut hakikaten bu şekilde de olabilir. Ama inşaAllah dersen, bereket gelir. Kaderin ışığıdır “inşaAllah.” Allah’ın beğendiği bir söz. Kalplere sürur, olaylara berekettir. İttihad-ı İslam’ın, dünya hakimiyetinin şifresi, anahtarıdır; “inşaAllah-maşaAllah.” İnşaAllah’ı-maşaAllah’ı çok söyleyenler, dünyaya hakim olacaklar inşaAllah. Bu Kehf Suresi’nde açıkça işaret ediliyor, inşallah ve maşaAllah. Zaten Kehf Suresi, sırf Mehdiyet’le ilgilidir, baştan sona Mehdiyet’i şifreli anlatır. Sembollerle anlatır, kapalı bir anlatımla anlatır. Az sayıda bir genç topluluğu gelir, o devir deccaliyet devridir. Bir araya gelirler, mücadele ederler. Sonra Hızır Kıssası başlar, Hz. Hızır (a.s) ile buluşma vardır. Kayalık bir mekanda, denizin kenarında Hz. Hızır (a.s) buluşma vardır. Mehdiyet’in mekanına da işaret edilmiş oluyor; “İki denizin birleştiği yer” diyor, açık açık İstanbul’a Kuran işaret ediyor. Üstelik de bak daha da detay veriyor Kuran; “kayalık” diyor, “kova burcundan birisi.” Çünkü balık gidiyor, balıktan sonra kova, inşaAllah.