ADNAN OKTAR: “Andolsun” diyor Cenab-ı Allah, Kehf Suresi, 54 de, “Bu Kuran'da” bak hep Kuran’a dikkat çekiyor Allah, “Andolsun, bu Kuran'da insanlar için Biz her örnekten” ama bak her örnekten diyor Allah, akla gelen her örnekten “ çeşitli” diyor bu seferde. Bak her örnekten “çeşitli açıklamalarda bulunduk. İnsan, her şeyden çok tartışmacıdır.” Yeni yeni hadisler ortaya çıkararak, yeni yeni hükümler ortaya çıkararak işte falanca alim şunu dedi, falanca alim bunu dedi diye tartışma ortamı meydana getiriyorlar. Diyorlar ki: “arkadan tartışmada da ümmetin ihtilafı rahmettir” diyor. Tartışma var ya bu rahmettir diyor. “Allah, felakettir” diyor ayette, ”bela“ diyor, onlarda Allah’tan bize bir güzellik olarak geldi bu diyor. Ümmetin bölünmesi, parçalanması, birbiriyle uğraşması tartışmasını bir nimet olarak görüyor.
Şeytandan Allah’a sığınırım. Halbuki Kehf Suresi’nde 54’de Allah; “Andolsun, bu Kuran'da insanlar için, Biz her örnekten” her örnekten üstelik çeşitli. Bak her örnekten diyip bitirmiyor Allah. Her örnekten birde “ çeşitli açıklamalarda bulunduk. İnsan, her şeyden çok tartışmacıdır.“ Haz alıyorlar adam tartıştığında. İşte falanca alime göre böyle, falanca alime göre böyle. Alın fıkıh kitaplarını, 30 çeşit izah vardır. Aynı alimde hatta talebeleri ayrı düşünüyordur. Talebesinin talebesi ayrı düşünüyordur. Tartışma ortamı olmuş. Bakın, Allah ona dikkat çekiyor. “her şeyden çok tartışmacıdır” diyor.
“Biz elçileri, müjde vericiler ve uyarıcılar olmak dışında (başka bir amaçla) göndermeyiz.” Müjde veriyorlar. İttihad-ı İslam müjdesi veriyorlar. Hz. İsa Mesih (a.s)’ın müjdesini veriyorlar, cennet müjdesi veriyorlar ve uyarıyorlar ümmetleri.
“İnkar edenler ise, hakkı batıl ile geçersiz kılmak için mücadele ediyorlar.“ Batıl nedir? Geçersiz bilgiler. Darwinistler, materyalistler gece gündüz çalışma yapıyorlar. Nasıl yapıyorlar? “İnkar edenler ise, hakkı batıl ile geçersiz kılmak için mücadele ediyorlar. “ Batıl geçersiz. Bilimsellikten uzak, mantıksız şeyler ile geçersiz kılmak için hak olanı bak hak olanı geçersiz kılmak için mücadele ediyorlar. Ona para veriyorlar, imkan veriyorlar, salonlar tutuyorlar, üniversiteler açıyorlar, okullar açıyor uğraşıyor. Mücadele ediyorlar.
“Onlar Benim ayetlerimi ve uyarıldıklarını (azabı)” uyarıldıkları her şeyi “alay konusu edindiler” diyor Allah açın bakın internette, alay konusu ediniyorlar. Bak diyor ki Allah onun nedeni için; “Biz gerçekten, kalpleri üzerine onu kavrayıp anlamalarını engelleyen bir perde kıldık” diyor. Yani niye anlayamıyor diyorlar, halbuki Ben öyle yarattım onları zaten diyor Allah bu da, ledün ilmi. “kulaklarına bir ağırlık koyduk” diyor Allah. “Sen onları hidayete çağırsan bile” anlatsan delillendirsen bile “onlar sonsuza kadar asla hidayet bulamazlar.” Bak, sonsuza kadar. Sonsuz ne demek? Ben onları öyle yarattım diyor, sonsuzluğun anlamı bu. Böyle yaratıldılar onlar diyor Allah. Yani 1 trilyon, 2 trilyon geçse de değişmiyor. Sonsuza kadar böyledir diyor Allah. Bu çok manidar yani sonsuza kadar böyle olması. Ahir zamanın ne kadar acımasız olduğuna da Kuran işaret ediyor. Çünkü Kehf Suresi, ahir zamanı anlatır daha çok. Ağırlıklı olarak ahir zamanı anlatır.
“İşte ülkeler (ve onların halkları), zulmettikleri zaman onları yıkıma uğrattık;” Mesela bak şimdi Mısır yıkıldı, Afganistan yıkıldı, Irak yıkıldı, Libya yıkıldı. “İşte ülkeler (ve onların halkları), zulmettikleri zaman” çünkü idareciler zulmediyor, halk zulmediyor, halkın bir kısmı zulmediyor, “onları yıkıma uğrattık; ve yıkımları için bir buluşma zamanı tespit ettik.” Onun için işte Hz. Hızır (a.s)’ın da katıldığı toplantı oluyor, yıkılmadan önce ondan sonra yıkım geliyor arkasından. “Böylece ikisi, iki (deniz)in birleştiği yere ulaşınca “ ikisi iki-iki iki “iki (deniz)in birleştiği yere ulaşınca” 1984 ebcedi. İstanbul’da Mehdiyet’in ilk faaliyet yılları, “balıklarını unuttular. denizde bir akıntıya doğru kendi yolunu tuttu.” Denizde de bir akıntı var. Denizde normalde akıntı olmaz. Denizde dalgalandırma olur. Akıntı olmaz. Yani gözle görülür bir akıntı olmaz. Ama boğazın akıntısına dikkat çekmiş Kuran. Bak “iki denizin birleştiği yer” diyor. İstanbul boğazını bir öyle vurguluyor. Birde akıntıya dikkat çekiyor; iki.